Marka, model ve renk de adadaki popüler bir servis minibüsüyle aynı. | Open Subtitles | النوع، والطراز، واللون يطابق حافلة خدمة شعبية على الجزيرة ويوجد الكثير منها |
Yani, her şeyi kapatmak. Bu tüm dünyanın kablolu ağ şirketinden gelen bir servis mesajı alması gibi bir şey olurdu. | TED | أعني, إيقاف كل شيئ, سيبدو مثل.. خدمة الاتصال التي حصلتم عليها من شركة الكابلات, باستثناء العالم أجمع. |
Mesela bir servis ya da bir deneyim? | TED | شئ مثل خدمة ما أو حتى تجربة يعيشها المرء؟ |
Bu da sağlık sektöründe doktor, hemşire ve tasarımcıların hasta bakımı hakkında oynadıkları bir servis senaryo örneği. | TED | وهذا مثال آخر في بيئة للعناية الصحية لبعض الأطباء والممرضين والمصممين الذين يمثلون سيناريو عن خدمة العناية بالمرضى. |
Gene de dünyadaki pazar güçleri arayıp belirli bir ücret karşılığında rüşvetle mücadele eden bir servis kurmadılar. | TED | ولكن قوى السوق حول العالم لم تقم أي خدمة تستطيع بها الإتصال ودفع رسوم , و مكافحة الحاجة إلى رشوة |
Kaçmak istersek, arkada bir servis yolu var. | Open Subtitles | هنالك طريق خدمة بالخلف في حال أردنا الهرب |
Bu şeyi harekete geçirecek bir servis vardır. | Open Subtitles | هناك, شخص ما لديه خدمة أن هذا الشيء يحصل على التحرك. |
Eğer saygın otelinizde bir müşteri olsaydı bu kızın kullanabileceği bir servis girişi olacaktı, değil mi? | Open Subtitles | حسنا ، لو كان هناك نزلاء بفندقكم المحترم فسيكون هناك مدخل خدمة الذى تستخدمه الفتيات ، صحيح ؟ |
İşletim sistemiyle insan arasındaki cinsel ilişkiye yardımcı olacak vekil partner bulma hizmeti sunan bir servis. | Open Subtitles | إنّها خدمة تقدّم بديلا جسديًّا في علاقة ما بين نظام تشغيل وبشريّ |
Kek dükkanımızın iş yapmama sebebi buydu sanırım. Herkesin ihtiyacı olan bir servis sağlamıyorduk. | Open Subtitles | اخمن ان هذا هو السبب في عدم نجاح كعك الاكواب الذي نصنعه لم نقدم خدمة يحتاجها الجميع بحثت عن فتانا |
Dün gece olanlar, her müşterine sağladığın bir servis mi? | Open Subtitles | ،إذاً، ليلة أمس هل تلك خدمة تزودها لجميع زبائنك؟ |
Alt kattaki eski bir servis girişinden içeri girebileceğimizi düşünüyoruz. | Open Subtitles | نعتقد أننا نستطيع أقتحام مدخل خدمة قديم في الأرضية |
Endüstriyel üretim, endüstriyel üretimin bütün özelliği standardize edilmiş, kati bir servis modeli sağlaması. Her seferinde tutarlı olması ve akıllı telefonumun endüstriyel üretim ile yapılmış olmasından çok memnunum. | TED | الإنتاج الصناعي, كل المقصد من الإنتاج الصناعي أن يوفير نموذج خدمة واضح, موحد هذا متسق في كل مرة, وأنا في غاية الإمتنان لأن هاتفي النقال مصنوع بأستخدام الإنتاج الصناعي. |
Ve Zipcar çok iyi ve tutarlı bir servis sağlıyor ve çok güzel işliyor. | TED | ويوفر "زيبكار" خدمة جيدة جداً, مستمرة التي تعمل بصورة مذهلة. |
Snapchat, genel olarak genç neslin kullandığı bir servis ve mesajlarının sadece bir kaç saniyelik ömrü olduğunu | TED | خدمة Snapchat والتي تستخدم غالبا من قبل الأجيال الشابة و التي تدعي أن عمر الرسائل فيها |
Bu yüzden bir telefon hattı ve birkaç işe yarayan erkek kiralandı ve "Çember" adı verdiğimiz bir servis başladı. | TED | لذا قمنا باستئجار خطّ الهاتف، وعاملين من العمال الماهرين، وبدأنا بتوفير خدمة تُسمّى "الدائرة". |
Rüşvet Avcılığı ya da 1-800-Rüşvetle-Savaş ya da www.rusvetidurdur.org ya da www.yolsuzluguonle.org gibi bir servis. | TED | مثل خدمة القبض على المرتشين أو 1-800- للقبض على المرتشين او موقع www.stopbribes.org او موقع www.preventcorruption.org |
Kızım üç aylıkken ücretsiz bir servis vardı. | Open Subtitles | عندما بنتي كانت ذو 3 شهور خدمة مجانية |
Sana bir şey açıklayayım. Ben bir servis veriyorum. | Open Subtitles | دعني أوضح لك أمرا أنا أقدم خدمة |
Havaalanından Tess'i almalıyım. Tanrım! Bu iş için başka bir servis kiralasan daha iyi olmaz mıydı? | Open Subtitles | الن يكون عظيما إذا كان هناك خدمة يمكنكها ان تفعل ذلك ...كسيارة صفراء |