Bilginin, ilişkili olduğu gerçekliğin yüzdesine sahip olduğu bir seviyeye ulaşabilecek miyiz? | TED | هل سنصل إلى مرحلة حينما تحتوي المعلومات على نسبة حقيقه مرتبطه بها؟ |
Ergenlik asiliği teorini başka bir seviyeye çıkarır bu. | Open Subtitles | سيصل وقتها بنظريتك عن تمرد المراهقين إلى مرحلة جديدة |
Onlar yepyeni bir seviyeye kimlik hırsızlığı aldım. | Open Subtitles | لقد أخذن سرقة الهويات الى مستوى جديد كليا |
Şiiri yüksek bir seviyeye taşımak bir enerji çeşidi gibi. | Open Subtitles | ارتقت بالشعر لمستوى آخر لأنها مليئه بالحيويه والطاقه |
Yine de şüphesiz ki akıl yürütme sanatını çok daha yüksek bir seviyeye taşıyan Batı olmuştur. | TED | و مع ذلك لاشك بأن الغرب هم من أوصلوا فن المنطق لمستوى أعلى بكثير |
Ses hocam, yepyeni bir seviyeye çıktığımı söylüyor. | Open Subtitles | مدرب صوتي يقول أني انتقلت لمستوى جديد كلياً |
Ama iyi haber şu ki bu, ilişkimizi yepyeni bir seviyeye taşıdı. | Open Subtitles | ..لكن الأخبار الجيدة هي لقد أخذ ذلك من علاقتنا إلى مرحلة جديدة تماماً |
Şimdi, Afrika malzemeleri ile birleştirmiş olduğu fitilli kumaştan küçük bir kot pantolon tasarlayacak. Çok yaratıcı tasarımlar. Öyle bir seviyeye gelmiş ki Wal-Mart'tan bile sipariş almış. | TED | بحيث ، تصنع زوج من السروايل مع الأقطان ، مع المواد الافريقية مختلطة . نجد تصاميم إبداعية. وقد وصلت إلى مرحلة حيث انها تلقت طلبية من وول مارت. |
Bu da "Apple" (Elma) diyebilecek daha yüksek bir seviyeye gider. | TED | هذا يذهب إلى مرحلة أعلى التى يمكن أن تقول "تفاحة." |
Babam acımasızlığı bambaşka bir seviyeye taşıdı. | Open Subtitles | والدي يأخذ القسوة إلى مرحلة جديدة |
O kadar mutlu ve motive olmuştum ki o gün iki bölüm daha izledim. İzlemeye devam ettikçe daha sık anlamaya başlıyor, o küçük zaferlerden ediniyordum ve adım adım o dili bağımsız ve akıcı bir şekilde her şeyi ifade edebileceğim bir seviyeye geldim. | TED | كنت سعيدة ومتحفزة جدًا حتى أنني شاهدت حلقتين متتاليتين ذلك اليوم، وباستمراري في المشاهدة، حصلت على المزيد والمزيد من لحظات الفهم تلك، هذه الانتصارات الصغيرة، وتدريجيًا، وصلت إلى مرحلة يمكنني فيها استخدام اللغة بحرية وطلاقة للتعبير عن أي شيء. |
Ama Hoke, bu formülleri çok daha üst bir seviyeye çıkartıyormuş: | Open Subtitles | فقط كان هوك أخذ له الصيغ إلى مستوى جديد كليا , |
Tam zayıf düştüğünü sandığımda, işi başka bir seviyeye taşıyorsun. | Open Subtitles | فقط عندما اعتقدت أنك قد بلغت ذروتها، تذهب فقط وأعتبر إلى مستوى جديد كليا. |
Danvers, arkadaşlığımızda yeni bir seviyeye ulaştık. | Open Subtitles | دانفرس، وهذا مثل مستوى جديد كليا في صداقتنا هنا |
Biliyorum, Ann zorlayıcıdır diyebilirim en azından ama bu deliliği tamamen başka bir seviyeye taşıyor. | Open Subtitles | -أعرف (آن) متحدية لقول هذا ، ولكن هذا الهراء وصل للجنون لمستوى آخر |
O stratejiyi apayrı bir seviyeye taşımışsın o zaman. | Open Subtitles | عندها طوّرتها أنت لمستوى آخر. |
Ama tekrar yüzlerine bakabilmem için, bunu apayrı bir seviyeye çıkarmam lazım. | Open Subtitles | لكن لكي أواجههم ثانية عليّ أن أنتقل لمستوى أعلى |
Sadece, onların yüksek bir seviyeye ulaşmalarını sağlar. | Open Subtitles | أنها ببساطة تسمح لهم بالذهاب لمستوى أعلى |
Bir dinozor, ağaç yaşamında yepyeni bir seviyeye geçmiştir. | Open Subtitles | ديناصور أخذ حياة الأشجار لمستوى جديد تمامًا |
Jack'in peşine düşmesi işi başka bir seviyeye getiriyor. | Open Subtitles | ملاحقة جاك تصعِّد الأمور لمستوى جديد كلياً |
Sizi bambaşka bir seviyeye taşıyabilir. Mirasınızı ulusal düzeyde sağlamlaştırmanıza yardımcı olabilir. | Open Subtitles | بوسعها أخذك لمستوى جديد تماماً وترسخ إرثك على نطاق دولي |