Bu birçok insanın gösterdiği tipik bir sonuçtur, ve bunun farklı türleri vardır. | TED | وهذه نتيجة طبيعية ظهرت عند كثير من الناس وهناك عدة أشكال مختلفة لها |
JM: Destansı bir zafer, ulaşana kadar ulaşmanın mümkün olup olmadığını bile bilmediğin olağan dışı pozitif bir sonuçtur. | TED | جاين: الفوز الملحمي هو نتيجة ايجابية بشكل استثنائي، أنت لم تكن تعرف حتى أنه كان محتملًا حتى تحققه. |
Ve bu da artan ölçekte üretim hacmimizin... ...bu kadar başarılı olmasının... ...direkt bir sonuçtur. | TED | وهذه نتيجة مباشرة ، لنجاحنا في زيادة مستوى وحجم الإنتاج لدينا. |
Belki de saldırıyı planlayan kişi için uygun bir sonuçtur. | Open Subtitles | حسنا, لعل هذه نتيجة جيدة لاي شخص كلف بالجريمة |
Sonuç olarak, darülacezede sadece dört gün geçirdi, emin olduğum kadarıyla, hepinizin bildiği gibi, bu oldukça tipik bir sonuçtur ve asla hoşçakal demedik, çünkü biz son için hazırlıksızdık. | TED | ونتيجة لذلك، امضى فقط اربعة ايام في مأوى رعاية المحتضرين وأنا متأكدة انها نتيجة متوقعة كما تعرفون كلكم ولم نودع بعضنا ابدا لأننا لم نكن مستعدين للنهاية |
Bu bir sonuçtur. Bu her zaman bir sonuçtur. | TED | لأن ذلك يعد نتيجة. كان وسيبقى كذلك. |
Bu kafa karıştırıcı bir sonuçtur, Sana vereceğim | Open Subtitles | إنها نتيجة محيرة، أعترف لك بهذا. |
Hayır,şehvet sadece bir sonuçtur. | Open Subtitles | لا، الشهوانية هي نتيجة |
Bence bu iyi bir sonuçtur. | Open Subtitles | وأعتقد أن هذا هو نتيجة جيدة. |