"bir sorun yok" - Translation from Turkish to Arabic

    • لا يوجد خطب
        
    • لا بأس أن
        
    • هناك مشاكل
        
    • يوجد عيب في
        
    • لا مشكلة على
        
    • لا مشكلة في
        
    • ليس هناك مشكلة
        
    • لا بأس في
        
    • لا عيب في
        
    • لا خطب فى
        
    • لا يوجد علة
        
    • لا يوجد مشكلة
        
    • ليس هنالك مشكلة
        
    • شيء خاطئ مع
        
    • اكل شيء على ما يرام هنا
        
    Hayır, bir sorun yok. Tam tersi. Open Subtitles كلا ، لا يوجد خطب بالعكس الأمر على ما يرام
    Sırlarının olmasında bir sorun yok. Sadece kiminle paylaştığına dikkat etmelisin. Open Subtitles لا بأس أن يكون لديك أسرار كما تعلم يجب عليك فقط أن تكون حذرًا لتختار من تشاركهم بها
    Eğer gerçekten bakarsanız, şu an hiç bir sorun yok. Open Subtitles اذا فكرت قليلا ليس هناك مشاكل في هذه اللحظه تحديدا
    Tedbirli olmakta bir sorun yok. Open Subtitles لا يوجد عيب في أن يكون ذلك أفضل
    Hiç bir sorun yok. Open Subtitles هذا جيد. لا مشكلة. لا مشكلة على الإطلاق.
    Yani ben onunla sadece konuşacağım, bir sorun yok aslında. Open Subtitles أقصد سأتناقش معه حول ذلك، لا مشكلة في ذلك
    - bir sorun yok. - Eğer hep böyle yapacaksa, Bunu götürmek istemiyorum. Open Subtitles ـ ليس هناك مشكلة ـ هذا الشيء استمر هكذا , لا اريد استخدامه بعد
    Sanırım o hergelelerle iş yapmanızda bir sorun yok. Open Subtitles أعتقد أنه لا بأس في التعامل مع أولئك الأوغاد
    Eşcinsel ya da biseksüel olmakta bir sorun yok ki... Open Subtitles لأنه لا عيب في أن تكون شاذ أو ثنائي الجنس
    Ve biliyorum ki bulabileceğin tek iş. Her hangi bir sorun yok. Open Subtitles وأعرف أنه العمل الوحيد الذى توافر لك لا خطب فى ذلك
    Bende bir sorun yok. Open Subtitles لا يوجد علة بي.
    - Bir satış faturası vardır herhalde? - O konuda bir sorun yok. Open Subtitles انا افترض ان معة فاتورة بهذا البيع لا يوجد مشكلة
    Bunun dışında bir sorun yok. Hiçbir sorun yok. Open Subtitles بخلاف ذلك، ليس هنالك مشكلة لا توجد مشكلة على الإطلاق
    Taşıma aracı veya istasyonla ilgili bir sorun yok. Open Subtitles لا يوجد شيء خاطئ مع مركبة النقل هذه، أو المحطة.
    bir sorun yok yani? Open Subtitles اذن اكل شيء على ما يرام هنا ؟
    Seninle ilgili bir sorun yok. Sadece kendini fazla kaptırdın, o kadar. Open Subtitles لا يوجد خطب فيكِ ، أنت فقط إندفعتي هذا كل ما في الأمر
    Dilin olmayabilir ama kulaklarında bir sorun yok. Open Subtitles قد لا يكون لديكِ لسان، لكن لا يوجد خطب في أذنيكِ.
    Eşcinsel olmasında bir sorun yok gibisinden yani. Open Subtitles لأبيّن له أنّه لا بأس أن يكون شاذاً
    Bakmanda bir sorun yok. Open Subtitles مهلاً، لا بأس أن تنظُر.
    Şebekemde hiç bir sorun yok sorun senin çalışmanda! Open Subtitles ليس هناك مشاكل فى الشبكه. المشكله فى شغلك.
    Tedbirli olmakta bir sorun yok. Open Subtitles لا يوجد عيب في أن يكون ذلك أفضل
    Herhangi bir sorun yok. Open Subtitles لا يوجد مشكلة لا مشكلة على الاطلاق
    Hayır, kesmezseniz öleceği için beynini kesmenizde bir sorun yok. Open Subtitles لا، بل لا مشكلة في فرم دماغه لأنّه سيموت إن لم تفعلوا
    Dişlerinde bir sorun yok. Hadi görüşürüz. Open Subtitles أنت بخير, ليس هناك مشكلة في أسنانك لك الحرية أن تغادر
    Eğer sadece yatıyorsak... bunda bir sorun yok. Open Subtitles .. لأننا إن كُنّا هكذا، هذا لا بأس في هذا تمامًا
    Quiznos'ta bir sorun yok. Gayet geniş bir mönüleri var. Open Subtitles لا عيب في كويزنس لديهم قائمة متنوعة
    Beynimizden bir sorun yok zaten ne getirirsen getir bunu düzeltmeye de yetmez adamım. Open Subtitles لا خطب فى دماغنا، تكفيه بعض جرار ماء المستنقع لينتعش
    Bende bir sorun yok. Open Subtitles لا يوجد علة بي.
    - Bir satış faturası vardır herhalde? - O konuda bir sorun yok. Open Subtitles انا افترض ان معة فاتورة بهذا البيع لا يوجد مشكلة
    - Bunda bir sorun yok, vasat insanlar daha mutludur. Open Subtitles ليس هنالك مشكلة بذلك. الناس متوسطي الذكاء أكثر سعادةً.
    Tatlım, benim kayış ve hortumlarımda bir sorun yok. Open Subtitles العسل، وليس هناك شيء خاطئ مع الأحزمة بلدي والخراطيم.
    bir sorun yok yani? Open Subtitles اذن اكل شيء على ما يرام هنا ؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more