Burada oldugumu da biliyor ve konusacaklarimizla ilgili bir sorunu yok. | Open Subtitles | و هو موافق على أن يعرف بكل ما تحدثنا بشأنه |
- Bugün görüştüm, bizimle ilgili bir sorunu yok. | Open Subtitles | -لقد ذهبت لزيارته اليوم , إنه موافق على علاقتنا -ماذا؟ |
Kimsenin senin Sam'le birlikte olmanla ilgili bir sorunu yok. | Open Subtitles | الجميع موافق على علاقتك مع سام |
Weaver'ın bu ihtimallerle bir sorunu yok gibi. | Open Subtitles | ريفر بالتأكيد ليس لديه مشكلة مع الإحتمالات |
Hitler'in Alman Yahudiler'le bir sorunu yok. Benim de öyle. | Open Subtitles | "هتلر" ليس لديه مشكلة مع اليهود الألمانيين ولا أنا. |
- Bu konuda bir sorunu yok. | Open Subtitles | -نعم. وهو موافق على الأمر |
Ve Louis'in bununla bir sorunu yok mu? | Open Subtitles | ياللعجب، و (لويس) موافق على ذلك؟ |
Willy'nin benimle ilgili bir sorunu yok. | Open Subtitles | (ويلى) ليس لديه مشكلة معى ، نحن نقدر بعضنا البعض |
Belirli bir sorunu yok. | Open Subtitles | ليس لديه مشكلة محددة |