Eğer bu bir soygun idiyse, neden blackberry'yi atmış ki? Ya da cüzdanı? | Open Subtitles | إن كانت عملية سرقة فلماذا تم رمي جهاز البلاك بيري و المحفظة ؟ |
Karısı bir soygun sırasında öldürülmüş, bir yıllık izne ayrılmış. | Open Subtitles | زوجته قتلت خلال عملية سرقة و قام بالرحيل لمدة عام |
Bu şekilde gerçekten bir soygun gibi olacak anladın mı? | Open Subtitles | بهذه الطريقة ستبدوا كأنها عملية سطو .. أليس كذلك ؟ |
Ben bir telsiz operatörüyüm ve sanırım bir soygun gerçekleşmek üzere. | Open Subtitles | نعم أنا ُمشغل الراديو , وأعتقد أنه هناك عملية سطو تنفذ |
Jin-heung Bankasında, bir saat önce bir soygun gerçekleşti. | Open Subtitles | أنا الآن في بنك جين هيونغ، حيث وقعت جريمة سرقة قبل ساعة تقريبًا. |
Cinayet anında, Queens'te bir soygun gerçekleştiriyormuş; | Open Subtitles | هيء عذرا لفعله عملية السطو في كوينز؛ انه بنسحب |
Yani sıradan bir soygun ve cinayet... | Open Subtitles | إذن، مُجرّد عمليّة سرقة عاديّة إنتهت بالقتل. |
Basit bir soygun olması gerekiyordu her şey onun yüzünden ters gitti. | Open Subtitles | كان من المفترض ان تكون عملية سرقة بسيطة, وفسد الأمر كله بسببه. |
Bu bir soygun. Telsizleri de ben satın aldım zaten. | Open Subtitles | هذه عملية سرقة ولن أركز على هذه التفاهات |
3 güvenlikçinin soğukkanlılıkla öldürüldüğü bir soygun. | Open Subtitles | وكان يجرى عملية سرقة قتل خلالها ثلاثة حراس أمن بوحشية |
Bunun bir soygun gibi görünmesini sağlayan birini aramamız gerektiğini sanıyorum. | Open Subtitles | أظن علينا البحث عن شيء جعل الأمر يبدو عملية سطو |
Ufak bir soygun değil. | Open Subtitles | كلا، نحن على يقين بأننا لا نتحدث عن عملية سطو صغيره |
bir soygun sırasında başından vuruldu. Bana kalbini verebilecek kadar yaşadı. | Open Subtitles | صوب عليها خلال عملية سطو وعاشت ما يكفي لأعطى قلبها |
Ayrıca çalınan bir şey de olmadığına göre yolunda gitmeyen bir soygun da olamaz. | Open Subtitles | ولا شيء مفقود أيضاً، لذا الأغلب أنّها لمْ تكن جريمة سرقة. |
Bunları almak için bir soygun ayarladı. | Open Subtitles | وقمنا بإعداد عملية السطو لنحصل على هذه |
Ardından sigorta parasını alabilmek için halka açık bir mekânda sahte bir soygun sergiliyorsunuz. | Open Subtitles | ثم تزيّف عمليّة سرقة أمام جمهور كبير بحيث يمكنكَ جمع مال التأمين |
Neyse ki bir soygun planı için benden yardım istedi. | Open Subtitles | لحسن الحظ، لقد طلبت مني مساعدتها على التخطيط لعملية سرقة |
Evet, sanırım boş cüzdan, bölgesel anlaşmazlık yerine basit bir soygun suçu olduğuna inandırmak için bırakılmış. | Open Subtitles | أجل,أعتقد أنهم تركوا المحفظة الفارغة ليجعلونا نعتقد أنها كانت سرقة بسيطة فى مقابل نزاع أقليمي |
bir soygun ihbar edecektim. | Open Subtitles | - أريد تقديم بلاغ عن سرقة - ماذا؟ |
Alma, süregelen bir soygun var. | Open Subtitles | (لدي حالة سرقة جارية هنا يا (آلما |
Saati ve cüzdanı kayıpmış, sonu kötü biten bir soygun olduğunu düşünmüşler. | Open Subtitles | وساعته ومحفظته مفقودتين لذا أفترضوا أنها حادثة سرقة سارت على نحو سيء |
Dolaştığımız bölgede bir soygun olmuştu ve şüphelileri arıyorlardı. | TED | لقد كانت هناك سرقة في المنطقة، وكانوا يبحثون عن المشتبه بهم. |
Bu bir soygun değil dostum. Korucu ekibiyiz, senin için bir anlamı varsa tabi. | Open Subtitles | هذا ليس سطو مسلح يا أخي إنها فرقة مطاردة إذا كنت تفهم |
Gerçek bir soygun. - Sizinle alakalı her şeyde çalmak var. | Open Subtitles | نعم بصراحة الشاحنة ستسرق في الخير كل شيء متعلق بالسرقة معك |
- Şimdi söyle bakalım. - Ellerinizi kaldırın, bu bir soygun. | Open Subtitles | قله الآن، دعني أسمع السطر - "ارفع يدبك، هذه سرقة" - |