Tamam, şimdi, şu bobinin üzerinde cıva ile dolu küçük bir tüp var. | Open Subtitles | حسنا, وألان فوق قلب المنظم يوجد أنبوب ملئ بالزئبق يفترض أن يشغل المنظم |
Fareler bu ışıktan nefret eder ve kaçmaya ve resimde okla işaretli deliği bulmaya çalışır. Deliğin altında içinden rahatlıkla kaçabilecekleri bir tüp vardır. | TED | والفئران تكره ذلك وتحاول الهرب، والعثور على الحفرة المشار إليها بالسهم، حيث يوجد أنبوب في الأسفل يمكنها الهرب من خلاله والاسترخاء في الحفرة المظلمة. |
Onu intübe etmeleri gerekti, boğazından bir tüp geçirdiler ve mekanik olarak hava vermeye başladılar. | TED | و إضطروا إلى تنبيبها أي إدخال أنبوب في بلعومها و قاموا بتهويتها بشكل آلي |
- Görünüşe göre Monk sendika ile alakası olmadığını düşünüyor... - Bak.! bir tüp ile beslenen onun karısı değil, tamam mı? | Open Subtitles | انه ليس من تتغذى زوجته من خلال انبوب اليس كذلك؟ |
Adam dolabında neden bir tüp kan saklasın ki? | Open Subtitles | لم سيبقي هذا الرجل قارورة من الدماء بثلاجته؟ |
Çünkü bu bir tüp bölüme benziyor. | Open Subtitles | لأن الأمر يبدو و كأننا بحلقة ذات ميزانيه منخفضة |
Ya bu olacaktı ya da bir tüp diş macunu ve iki paket Pall Mall. - Hediye diye ben buna derim. | Open Subtitles | اما هذا أو أنبوب معجون الأسنان و علبتين من السجائر من مقصف السجن |
New New York belediye başkanı C. Randall Poopenmeyer... ...trafik sorununu gidermek için yeni bir tüp geçit açılışını yaptı. | Open Subtitles | حاكم نيويورك الجديدة السيد.. راندال بوب إنماير افتتح أنبوب جديد لتخفيف حركة المرور في ساعة الذروة |
Ameliyat esnasında entübasyon yapıldı. Cerrah, boğazından aşağıya bir tüp soktu. | Open Subtitles | عندما أجريت الجراحة، وضع لك الجراح أنبوب في حلقك |
Adam penisinin içine bir tüp sokulmasına yarım saat dayanıyorsa hasta demektir. | Open Subtitles | إن كان يمكن للرجل أن يتحمل أنبوب بقضيبه لنصف ساعة فهو مريض حقاً |
Genç kelebek ergin yaşama doğru yol aldıkça bu iki parça tıpkı minyatür pipete benzeyen bir tüp oluşturacak şekilde birleşir. | Open Subtitles | بينما تستعد الفراشات الشابة لحياة البلوغ, الجزئين يلتحمان معا لكي يشكلا أنبوب, مثل مصاصة شراب صغيرة. |
Muhtemelen hâlâ boğazında nefes alması için bir tüp var, ve midesinin yarısıyla, yemek borusunun bir bölümü alınmış, yani büyük bir yara vardır. | Open Subtitles | من المحتمل أن يوجد أنبوب , في حلقه ليتنفس منه , نصف معدته أزيلت و جزء من المرئ لذا ستوجد هناك ندبة كبيرة |
İlk kabarcık uzun esnek bir tüp şekline döndü. | Open Subtitles | الحويصلة الداخلية كلها تصبح ذات أنبوب طويل مرن |
Büyükbabam bana üvey kardeşimi bulduğunu söylediğinde ikimiz de benim gibi bir tüp bebek olduğunu düşünmüştük. | Open Subtitles | ,عندما قال لي جدي بأنه وجد أختي النصف شقيقة نحن الأثنين أفترضنا أنها مثلي طفل أنبوب اختبار |
Boğazından midesine kameralı bir tüp sokacaklar. | Open Subtitles | سوف يقومون بإدخال أنبوب به كاميرا عن طريق الفم |
Keskin nişancı bombaları, yaylım bombaları ve bir keresinde dolu bir tüp Mentos'u üç litre kolanın içine koyduk ve bilirsiniz, bu, bu... | Open Subtitles | قنابل الجاجر القنابل الموّجهة ذات مرة قمنا بوضع أنبوب من حلوى المينتوس .. |
Bu belli bir sıcaklık değerine kadar ısıtabilecekleri ve ışığın ürettiği rengi veya frekansı ölçebilecekleri özel bir tüp. | Open Subtitles | انه أنبوب خاص يمكنهم من رفع حرارته إلى درجة حرارة دقيقة جدا وطريقة لقياس اللون أو تردد الضوء الذي ينتجه. |
İşaret yuvarlak bir tüp tarafından yapıImış, huninin sonu gibi. | Open Subtitles | أعني, تلك العلامة قد تكون صنعت بسبب نهاية انبوب قوي, مثل نهاية القمع |
Mıknatıslı anomalinin yakınında, büyük metal bir tüp. Denizaltının nereye gittiğini gören başka kimse var mıdır acaba? | Open Subtitles | انبوب معدني ضخم على مقربة هالة ممغنطة هلا توقع أحد بطريقة سيرها؟ |
Belki de karışık bir şeyler yaparım. bir tüp dolusu diş macunu koyarım, ha? | Open Subtitles | ربما قد افسد الامر تماماً واحشر انبوب معجون اسنان بالداخل |
İki diş fırçası, bir saç fırçası, bir kutu vücut kremi, ...bir şişe karaciğer ilacı, ...bir tüp diş macunu, bir tıraş fırçası, bir paket tıraş bıçağı, ...bir şişe uyku hapı, bir tane burun spreyi, | Open Subtitles | فرشاتا أسنان، مشط واحد، قارورة واحدة من مرطب البشرة قارورة من حبوب الكبد معجون أسنان واحد، فرشاة حلاقة واحدة علبة واحدة من شفرات الحلاقة |
Bu bir tüp bölüm. | Open Subtitles | إنها حلقة ذات ميزانيه منخفضة |