Sanırım 10 dakika önce Villa Rosa yazan bir tabela gördüm. | Open Subtitles | اعتقد اني رايت لافتة فيلا روسا يا تشارلي منذ عشرة دقائق |
Sanirim yeni bir tabela için en az iki yil bekleriz. | Open Subtitles | انا اقول اننا على الاقل على بعد سنتين من لافتة جديدة |
Kapıya "kapalı" gibisinden bir tabela da asmak mümkün değil. | Open Subtitles | ليسَ كما تُكبح الإنغلاق ، أو تضع لافتة على الباب. |
Bu, elle yazılmış bir tabela ve Brooklyn'deki eski mahallemde bir kaç yıl önce bir aile pastanesinde görülmüştü. | TED | هذه علامة مكتوبة يدويا ظهرت في مخبز صغير في حيي القديم في بروكلين قبل بضع سنوات. |
Hiç de adil değil. Fakat sonra Rusça konuşan insanlar için bir tabela gördüm ve şu zamana kadarki en iyi hayır diyen tabelaydı. | TED | هذا ليس عدلا. لكني وجدت علامة للاشخاص الناطقين بالروسية، وكانت افضل علامة على الاطلاق لقول لا. |
Aynı yoldan geri dönerseniz üç kilometre ötede bir tabela var. | Open Subtitles | ، لو عدتما للخلف هناك لافتة علي بعد ميلين علي الطريق |
İleride bir tabela göreceksiniz. Bir sonraki durağınız... | Open Subtitles | :هناك لافتة فوق على الأمام، محطتكم القادمة |
Bütün gün bir tabela sallamaktan mutlu olabilir miydin? | Open Subtitles | أتعتقد أنه يمكنك أن تصبح سعيداً لحملك لافتة إعلانات كل يوم؟ |
"Bir sonraki benzin istasyonu şu kadar km. uzakta" diye yazan bir tabela olmalıydı. | Open Subtitles | كان يجب أن يكون هناك لافتة مكتوب عليها المحطة التالية |
Çocukken dışarıda bir tabela vardı. "Köpekler ve İrlandalılar giremez." | Open Subtitles | : في صباي، كانت لافتة تقول "ممنوع على الكلاب والأيرلنديين" |
Boş ver haritayı, yol tabelasına bakalım, her zaman bir tabela vardır. | Open Subtitles | إنس الخريطة، ولنبحث عن لافتة ثمة لافتة دائماً |
Sanki kafamın üstünde neon bir tabela "Suçlu. | Open Subtitles | اشعر وكأنني امشي بوجود لافتة ضوئية على جبيني |
Disneyland'de de böyle bir tabela vardı galiba. | Open Subtitles | أعتقد أن هناك لافتة مماثلة في عالم ديزني |
Üzerinde aynı zamanda bir tabela var. Sanırım ev sahibin senden şikayetçi. | Open Subtitles | هناك أيضاً لافتة عليه أعتقد أن المالك مستاء معكِ |
Bize danışmadan böyle büyük bir tabela astı. | Open Subtitles | انه لم يناقش الأمر معناحتّى .وَ وضع لافتة كبيرة كـ تلك |
O zaman elimize bir tabela alıp geçen araçları akli sağlığımızla ilgili bilgilendirelim. | Open Subtitles | حسنا، ربما ينبغي لنا أن نحمل لافتة و التى تطمئن سائقى السيارات على حالتنا العقلية |
Sanırım dışarı biraz daha büyük bir tabela koymanız lazım. Bazıları görmemiş olabilir. | Open Subtitles | أعتقد انك بحاجة الى لافتة أكبر في الخارج يبدوا أن بعض الناس لا يستطيعون ملاحظتها |
bir tabela var San Miguel yazıyor, otobanda. | Open Subtitles | هناك علامة. على الطريق السريعِ. تَقُولُ سان ميجيل. |
bir tabela bu tarafa git diyorsa ben öteki tarafa gittim. | Open Subtitles | إن رأيت علامة تقول من هنا ذهبت من الجهة الأخرى. |
Buralarda bir maden ocağı olduğunu gösteren bir tabela vardı. | Open Subtitles | هناك علامة على مقربة من هنا على ما اعتقد |
Boyunlarımıza bir tabela asıp kötü yönlerimizi yazmalıyız aslında. Kurtulmuş oluruz. | Open Subtitles | علينا أنّ نضع علامة على أعناقنّا و نكتب عليها ما يحدث معنا ليراها الجميع هُنا. |