Birkaç Brewski ve favori kadın güreşçilerinin bulunduğu bir takvim. | Open Subtitles | بعض من البيرة و تقويم عليه بعض من المصارعات الاناث |
Bazıları, Orion takımyıldızının oyması olduğunu düşünüyor ya da belki bir takvim. | TED | البعض يعتقد أنه نقش لكوكبة الجبار، أو ربما تقويم زمني. |
Onun için bir takvim getirdim. Geçen gece bunu vermek için çok geç saatte geldim. | Open Subtitles | لدي تقويم لأجله أتيت البارحة متأخر جداً لأعطيها له |
Yeni bir takvim koleksiyonu için tasarım yapmayacak mıyım? | Open Subtitles | أليس من المفترض أن اصمم مجموعة التقويم الجديد؟ |
Bunun kadim bir takvim olduğunu öğrenince çok şaşıracaksın. | Open Subtitles | ذلك، سوف يكون لكم عن دهشتها للتعلم، و هو التقويم القديم. |
Romalılarınkinden daha gelişmiş bir matematik sistemi kurdular ve bugün kullandığımız kadar hassas bir takvim yarattılar. | Open Subtitles | ابتكروا نظام في علم الرياضيات أعلى من الرومان وخلقوا تقويم بمثل دقة ما نستخدمه اليوم |
Bazılarına göre bir takvim yada gökbilimcilerin bir aleti. | Open Subtitles | أعتقد أن بعض هو تقويم أو أداة فلكيا ل. يعتقدون آخرون أنها بنيت من قبل رجال من الفضاء الخارجي |
bir takvim var mı, uğursuzluğun ne zaman biteceğine bakalım. | Open Subtitles | هل يوجد تقويم حتى نعرف متى ستنتهي اللعنة ؟ |
Sanırım Cathedral'dan geçen sene bir takvim gelmişti. | Open Subtitles | أعتقد أنني حصلت على تقويم ، سنة واحدة من الكاثدرائية. |
Bu çiçek temalı bir takvim, 1997'de, ve bu da havai fişek takvimi. Yani sayıyı uzaya yolluyorsunuz, çünkü Japonlar havai fişek gördüğünüzde bir nedenden dolayı daha havalı göründüğünüzü düşünüyor. | TED | هذا تقويم مبني على هيئة الأزهار كتطبيق في العام 1997. و هذا تقويم مبني على الألعاب النارية. تطلق الارقام في الفضاء، لأن اليابانيون يعتقدون أنه عند مشاهدة الألعاب النارية تكون شخص رائع لسبب ما. |
Evdeki bilgisayarında bir takvim bulduk. | Open Subtitles | ومن الحاسوب في بيتها، حصلنا على تقويم |
İçinde olduğu bir takvim ya da oyuncağını satın alabilirim. | Open Subtitles | ,سأشتري تقويم وعليه صورتها ودمية لها |
Ben de, Batı Beverly'nin en seksi erkeklerinin olduğu bir takvim yapmaya karar verdim.. | Open Subtitles | "لذا قررت أن أنظم "تقويم الشباب المثيرين بالتعاون مع خيرة غرب بيف |
Mazerete gerek yok, sana bir takvim lazım. | Open Subtitles | أنت لا تحتاج حيلة بل تحتاج إلى تقويم |
Belli bir takvim yok. | Open Subtitles | الأمر يعتمد. ليس هناك تقويم مُحدّد. |
Sabit diski silindi ama eminim Dimitri bazı bilgileri bir araya getirip bir takvim oluşturabilir. | Open Subtitles | لقد تم مسح القرص الصلب , لكنى متأكد اننا يمكن ان نحضر - دميترى لنستعيد بعض المعلومات , و نضع معاً تقويم لاعمالها. |
bir takvim için 12 resim yapmıştım. | Open Subtitles | انتهيت من لوحة أو اثنين من التقويم |
- bir takvim sayfası gibi. | Open Subtitles | مثل الصور في التقويم. |