"bir tartışma" - Translation from Turkish to Arabic

    • نقاش
        
    • نقاشاً
        
    • جدال
        
    • مناظرة
        
    • مناقشة
        
    • نزاع
        
    • هناك شجار
        
    • مناقشه
        
    • هناك جدل
        
    • هناك مشادة
        
    • بيننا شجار
        
    • جدالا
        
    • شجار صغير
        
    Sigara kaçakçılığından yakalanan Koreli diplomatlarla ilgili Almanya Federal Meclisinde bir tartışma vardı. Open Subtitles كان هناك نقاش في البرلمان بخصوص الدبلوماسيون الكوريون الشماليون الّذين أُمسكوا بتهريب السجائر.
    Senin yolunla ilgili en ufak bir tartışma bile duymak istemiyorum. Open Subtitles أنا فقط أريد أن أزيح أي أي نقاش حول ماهية طريقتك
    - Ateşli bir tartışma olmuş ve açıkçası bunu neden belirtmemiş olduğunu merak ediyorum. Open Subtitles لقد كان نقاشاً ساخناً وانا متحير .. لماذا لم تذكري هذا من قبل؟
    Bana bugün Bayan Calder ile bir tartışma yaptığın söylendi. Open Subtitles قيل لي بأنك دخلت في جدال مع السيدة كالدر اليوم
    Bilirsiniz, benim alanımda mimarinin sosyal ilişkileri ilerletmek için her şeyi yapıp yapamayacağı hakkında bir tartışma söz konusu. TED كما تعلمون، في مجالي، هناك مناظرة حول إن كانت هندسة العمارة قادرة على فعل أي شيء لتحسين العلاقات الإجتماعيّة.
    Şimdi, tartışmacı olduğunuz, aynı zamanda da dinleyici olduğunuz bir tartışma düşünebiliyor musunuz? Kendinizi tartışırken seyrettiğiniz? TED الآن هل يمكنك أن تتخيل مناقشة حيث تكون أنت المناقش، لكنك أيضاً في الجمهور تشاهد نفسك تتحاور؟
    Irkçı bir hakaret seviyesine ulaşacak bir tartışma çok hoş olur. Open Subtitles نزاع يتوّج بمشاكل عرقية سيكون ذلك رائعاً.
    Hangimiz daha süperiz diye ufak bir tartışma yaşadığımız olmuştu. Open Subtitles لقد كان هناك شجار بسيط عن أي منا هو الأروع
    İklim mühendisliği hakkındaki bu sorunla ilgilenen ve... ...etkileri hakkında ciddi olarak düşünen müzisyenleri,... ...bilim insanlarını, filozofları ve yazarları kapsayan bir tartışma. TED نقاش يشمل الموسيقيين والعلماء والفلاسفة والكتاب ، الناشطين و المهتمين بالهندسة المناخية و يفكرون بجدية في آثارها.
    En azından, yaptıklarını tasvip etmeseniz bile, önemli bir tartışma başlattığını kabul eder misiniz? TED هل تقبل بهذا على الاقل, حتى لو كنت مختلفا مع افعاله, انه قد فتح باب نقاش مهم؟
    Daha önce hiç tanışmamışlardı ve gerçekten de şiddetli bir tartışma yaptılar ve yine de birbirleriyle anlaşıyor gibi görünüyorlardı. TED ولم يسبق لهما أن تقابلا قبل ذلك اليوم، ودار بينهما نقاش قوي للغاية ولكن بدا أنهما انسجما معًا بالرغم من ذلك.
    Çocuklarla kadınlar ve purolar üzerine felsefi bir tartışma yapıyorduk. Open Subtitles أنا والفتية كنا في نقاش فلسفي عن النساء والسجائر
    bir tartışma programında olma düşüncesine sadece iki saniye itiraz edebiliyorsun. Open Subtitles لا أريد فعل ذلك في المقام الأول رفعت ثانيتين إحتجاج في فكر ان تكون في نقاش على التلفاز
    Eğer sözümü dinlemezsen, benim kazanacağım bir tartışma yaşarız. Open Subtitles إن لم تطيعني، سوف ندخل في نقاش وسأكون الرابحة.
    Ancak ateşli bir tartışma yaşayan kadın, Open Subtitles المرأة التي يُجري نقاشاً حادّاً معها على أي حال
    Yapacakları şey, ne olduğunu açıklamak ve sonra hocanın tahtaya yazacağı bilgiyi sesli bir şekilde söylemek ve sonra bir tartışma yapmaktı. TED ما يفعلونه هو أنهم يشرحون ما كان يحدث من ثمّ يُمْلون المعلومات التي ينسخها الأستاذ على العديد من السبّورات الآلية في مقدمة الصفّ، نخوض بعدها نقاشاً.
    Babama hastanedeki devriyesinde yardımcı oluyordum ve bir tartışma yaşadık. Open Subtitles أنا كنت أساعد أبي في ذهابه للمستشفى وحدث بيننا جدال
    Bu hala süregiden bir tartışma, ve yankıları devam edecek. çünkü bu nesne insan arzularının en büyük beyannamelerden biri. TED إنها مناظرة لا تزال مستمرة، وستستمر في القعقعة، لأن الموضوع هو أحد أعظم الإعلانات للطموح البشري.
    Şimdi bu bir tartışma dersiydi ve tartışıyorduk. TED كان هذا نقاشا داخل الصف و كنا بصدد إجراء مناقشة.
    Askeri bir çadırdaki, bir tartışma veya başka bir şey bir mücadele, hakkında düşünüyordu. Open Subtitles كان يفكر في جدال أو شيء كهذا نزاع في خيمة عسكرية لم يكن الأمر واضحاً
    Dışarıda bir tartışma olmuş ve Eleazar Vakfı'nın korumalarından bir olan kurban ölmüş. Open Subtitles كان هناك شجار بالخارج والضحية احد الحرس الموظفين من قبل مؤسسة ايلعازر لقي حتفه
    Pratik bir tartışma yapmamız için çok geç değil. Open Subtitles لم يفت الآوان بالنسبه لنا لاجراء مناقشه فعليه.
    Örnekleme döneminin başlangıcından beri örnekleme içeren müziklerin geçerliliği konusunda bitmeyen bir tartışma sürüyor. TED منذ فجر حقبة إعادة الدمج، هناك جدل لا نهائي حول شرعية الموسيقى التي تحتوي على أجزاء مدمجة.
    Burada bir tartışma olmuş. Open Subtitles كان هناك مشادة هنا تسبب بسقوط هذا المصباح
    Son birlikteliğimizde küçük bir tartışma yaşadık Open Subtitles آخر مرة كنا فيها سوياً، نشب بيننا شجار.
    Ve bu arada, bu hazır olduğumuz bir tartışma değil çünkü bundaki bilimi gerçekten kötüye kullandık. TED وبالمناسبة، هذا ليس جدالا نحن مستعدون له، لأننا أسأنا استخدام العلم في هذا المجال
    Çünkü Bevin düğünde sen ve Brooke arasında bir tartışma olduğunu duymuş. Open Subtitles .. لان "بيفن" سمعت انك وبروك حدث بينكما شجار صغير في الزفاف

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more