Özür dilerim, karıma ve çocuklarıma, onları Hawaii'ye rüya gibi bir tatile götüreceğime söz verdim. | Open Subtitles | .. آسف .. لقد وعدت زوجتي وابنائي ان آخذهم في عطلة الأحلام إلى هاواي .. |
BALAYINA CIKTIKLARINDA BENI YAPMIS OLDUKLARI ICIN, BABAM BASKA bir tatile CIKMAKTAN OLUMUNE KORKUYORDU. | Open Subtitles | منذ حملت بي أمي في شهر العسل صار أبي يخاف الذهاب في عطلة أخرى |
Dinle neden hepsini alıp benden bir tatile çıkmıyorsun? Kulağa hoş gelmiyor mu? | Open Subtitles | لم لا تأخذ كل شيء، وتذهب في إجازة على حسابي؟ |
Hafta sonu için uzaklara gideceğin söyledin Belkide bir tatile | Open Subtitles | وقلت أننا سنذهب بعيداً في العطلة، ربما نذهب في رحلة |
Aslında, Ayı Ron'un bir tatile ihtiyacı var. Tamamdır ve tamamdır. | Open Subtitles | في الحقيقة الرونامل بحاجة لإجازة إذا تم و تم |
Yanlışsam söyleyin, bu bana bir tatile ihtiyacım olduğunu hatırlatıyor | Open Subtitles | هل من الخطأ ان هذه البقايا تذكرني بأني بحاجه الى اجازة ؟ |
bir tatile çıkma planları yaptıklarını biliyor muydun? | Open Subtitles | هل تعلم أنهم يخططون للذهاب إلى عطلة ؟ |
Söz, bu dava biter bitmez, herkesi gerçek bir tatile çıkaracağım, tamam mı? | Open Subtitles | .. ولكنني أعدكِ، حالما تنتهي هذه القضية سوف آخذ الجميع في عطلة حقيقية، حسناً |
Hazır bu işin içindeyken neden ondan sırtına bir çanta takıp uzun bir tatile çıkmasını istemiyorsun? | Open Subtitles | لمَ لا تطلب منه أن يحزم أغراضه ويذهب في عطلة مُطوّلة بينما أنتَ تعمل على فتح التابوت؟ |
Demek istediğim, onu gerçek bir tatile götüreceğiz. | Open Subtitles | انا فقط اعني اننا سوف نأخذها في عطلة حقيقية. |
Sonuçta romantik bir tatile çıkmadık ya. | Open Subtitles | وليس الأمر كأنه يفترض أن نكون في عطلة رومانسية بأية حال |
Karım her zaman küçük bir tatile çıkmak için beni zorlardı. Hawaii. Reno. | Open Subtitles | زوجتي كانت دائماً تطلب منّي أن نذهب " في عطلة صغيرة إلي " هاواي ". " رينو |
Gerçek bir tatile hiç çıktın mı? | Open Subtitles | أعني، هل سبق لك حتى أن كنت في إجازة حقيقية؟ |
İki haftalık bir tatile çıktı. | Open Subtitles | انها ذهبت في إجازة لمدة أسبوعين. |
Zorunlu bir tatile gönderildik. | Open Subtitles | لقد تم إرسالنا في إجازة إجبارية |
Bu basit bir tatile çıktığından başka bir şeyi kanıtlamaz. | Open Subtitles | هذا لا يثبت أي شيء إلا أنه خرج في رحلة |
Haftaya patronları gelecek. Seni pahalı bir tatile daha yeni gönderdiler. | Open Subtitles | رؤسائهم سيعودون الإسبوع القادم وقد أرسلوك للتوّ في رحلة غالية. |
Millet, bir tatile çıkıyoruz, gemide ve siz de bizimle geliyorsunuz ve başka şansınız yok. | Open Subtitles | يا رفاق نحن ذاهبـان في رحلة بحرية و أنـتــم قـادمون معنـا و لا أحد لديه الخيـار |
Karısıyla seyahat etmesi, hızlıca bir tatile kaçmak istedikleri iddialarını gündeme getirdi. | Open Subtitles | "مسافراً مع زوجته" "و أدعوا أنهم كانوا مسافرون لإجازة سريعة" |
Sanırım uzun bir tatile ihtiyacın var. | Open Subtitles | أعتقد أنك تحتاج لإجازة طويلة |
bir tatile ihtiyacın var gibi. | Open Subtitles | صوتك كما توقعت تحتاج الى اجازة. |
Sürpriz bir tatile çıkıyoruz. | Open Subtitles | سنذهب إلى عطلة مفاجأة. |
bir tatile ihtiyacım var. | Open Subtitles | أحتاج لعطله |