Doktorlar duruma el koydu... ve bir tedavi yöntemi bulmaya çalışıyorlar. | Open Subtitles | الأطباء يسيطرون جيداً على الوضع ويعملون على إيجاد علاج ليلاً نهاراً |
Bu, bir tedavi yöntemi için yapılan tüm çalışmaların işaretlendiği bir grafik. | TED | هذا الرسم البياني لكل التجارب التي تمت على علاج معين. |
Bu hastalar için masraf nedir? Daha verimli bir tedavi yöntemi olabilir mi? | TED | وناقشنا ما هي التكاليف لهؤلاء المرضى، يمكننا أن نفعل علاج أكثر كفاءة؟ |
Bu kabul görmüş bir tedavi yöntemi mi? | Open Subtitles | هل هذه طريقة علاج مقبولة؟ هل هذه طريقة علاج مقبولة؟ |
Yaratıcı ruhunu canlandıracak tek bir tedavi yöntemi var. | Open Subtitles | يوجد علاج واحد لهذه الحالة و الذى يمكن ان يبعث روحك الابداعية |
Mesela, korkunç bir kâbus esir aldıysa insanı, dinlemeye hazır bir dosta içini dökmekten daha etkili bir tedavi yöntemi yoktur. | Open Subtitles | وأحد هذه الاساليب انه ليس هناك علاج للكوابيس المرعبة افضل من اخبارها لصديق يستمع. |
Hâlâ daha iyi bir tedavi yöntemi bulamamalarına inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع التصديق بأنه وفي هذه الأيام لا يوجد علاج فعال |
Yeni bir tedavi yöntemi olan metadonu denemeyi kabul ettiniz. | Open Subtitles | أتفهم انك وافقت على علاج جديد إسمه الميثادون |
Hastaneden çıktıktan bir kaç yıl sonra tekrar oraya gittiğimde yanık bölümünün başkanı beni gördüğüne çok sevindi. Bana "Dan, senin için müthiş bir tedavi yöntemi buldum" dedi. | TED | وبعد أن غادرت ببضع سنوات، عدت مجددا، ورئيس قسم الحرائق كان متحمسا لرؤيتي -- قال، "دان، لدي علاج جديد رائع لك" |
Çünkü şu anda, etkili bir tedavi yöntemi veya aşımız yok. | TED | لأننا في الوقت الراهن، ليس لدينا أي علاج فعال أو تطعيم . |
Her seferinde başka bir tedavi yöntemi buluyorlar. | Open Subtitles | إنهم يقدمون طرق علاج جديدة طوال الوقت |
İyi haber ise, yeni bir tedavi yöntemi geliştirdim. | Open Subtitles | لكن الأخبار الجيدة، طوّرت علاج جديد |
Böyle bir durumda, tek çıkar yol riskli ve radikal bir tedavi yöntemi. | Open Subtitles | ...أشعر في هذه الحالة أن الخيار الوحيد هو علاج جذري خطير |
İmgeleri Tekrarlama denilen bir tedavi yöntemi var. | Open Subtitles | هناك شيء يسمى علاج التدريب التخيلي |
Bakın deneyebileceğimiz farklı bir tedavi yöntemi olmalı. | Open Subtitles | ربما تحاولون شيئاً آخر علاج مختلف |
Başka bir tedavi yöntemi daha var. | TED | هناك علاج آخر. |
ilaçların yeni etkileşimlerini bulduk. Hiç bir ilaç tek başına yan etki yaratmazken, beraber alındığında yan etkilere sebep olmaktadır. Bu, tedavisi olmayan veya etkili bir tedavi bulunmayan hastalıklar için, değişik ve yeni bir tedavi yöntemi olabilir. | TED | وجدنا تأثيرات أخرى جديدة للدواء والتي لا توجد بالنسبة لأي دواء عند استعماله لوحده، ولكن عند استعمالها معا، عوض التسبب بآثار جانبية، من الممكن أن تكون علاجا جديدا من نوعه لأمراض ليس لها علاج أو لم تكن العلاجات فعّالة بالنسبة لها. |
Sakın üzerinize alınmayın o hep öyledir. -Bu bir tedavi yöntemi. | Open Subtitles | إنها طريقة علاجية نسميها علاج "سوليرود" |
Elini ağzının içine soktuğun bir tedavi yöntemi geliştirdim. | Open Subtitles | سنحاول علاج هذا لقد اخترعت علاجاً - تقوم بوضع يدك بالكامل ... |
Belli bir tedavi yöntemi yok. | Open Subtitles | لا يوجد علاج مُعين له |