Swagger ortadan kaybolmadan önce onu gören bir tek kişi var. | Open Subtitles | هناك شخص واحد فحسب قابل سواجر^ قبل ان يختفي^ |
Endişelenmesi gereken, sadece bir tek kişi var. | Open Subtitles | هناك شخص واحد فقط يجب أن يكون قلقاً |
Bütün hayatını ormanda geçirmiş yalnızca bir tek kişi var. | Open Subtitles | هناك شخص واحد مشى في الغابة طوال حياته |
Gerçeği kabul edelim, arkadaşlar, bu otelde üç kişiyi öldürebilecek kadar dengesiz bir tek kişi var. | Open Subtitles | دعونا نواجه الأمر يا رفاق, هناك شخص واحد فقط فى هذا الفندق, معتوه بدرجة كافية ليقتل ثلاثة اشخاص . |
Ama bunları yollamış olabilecek bir tek kişi var. | Open Subtitles | ولكن هناك شخص واحد يُحتمل أنه أرسلها. |
Sağlığından sorumlu bir tek kişi var. | Open Subtitles | هناك شخص واحد فقط مسئول عن صحتك |
"Benim için bu dünyada bir tek kişi var." | Open Subtitles | وأن هناك شخص واحد من نصيبى |
Bu olaydan sorumlu bir tek kişi var, o da dışarıda. | Open Subtitles | هناك شخص واحد مسؤول عن الهروب |
Bu olaydan sorumlu bir tek kişi var, o da dışarıda. | Open Subtitles | هناك شخص واحد مسؤول عن الهروب |