| İskoçya'daki saldırını azaltacak bir teklifle gelecek. | Open Subtitles | سيأتي هذا مع عرض منكِ لحد عدوانكِ على أسكتلندا. |
| Yapımcılar daha iyi bir teklifle geldiler. | Open Subtitles | عاد إليّ المنتجين مع عرض أفضل. |
| - O halde bir teklifle FBI'a gidin. | Open Subtitles | إذن إذهبي للشرطة الفدرالية مع عرض |
| Demek bana bir teklifle geldin. Tamam. | Open Subtitles | إذا ً أنت جئت إلىَ و معك شيئا ً ما , حسنا ً |
| Demek bana bir teklifle geldin. Tamam. | Open Subtitles | إذا ً أنت جئت إلىَ و معك شيئا ً ما , حسنا ً |
| Eski dostunuz Kral I. Joker, özel bir teklifle karşınızda. | Open Subtitles | صديقكم القديم الملك (جوكر الأول) هنا , معه عرض خاص للغاية |
| Erlich, Pied Piper hisselerinin yarısını dışarı satmak için bana bir teklifle geldi. | Open Subtitles | (إيرليك) جاء لى و معه عرض خارجى لشراء نصف حصته |
| Bir süre önce bu herifler bana bir teklifle geldiler. | Open Subtitles | قبلَ فترة ، هؤلاء الرجال جاؤوا إليَ بعرضٍ |
| Başka bir teklifle gelirsen sana gasp davası açarım. | Open Subtitles | إذا جئت لطرق بابي بعرضٍ آخر .. سأتهمك بتهمة الإبتزاز |
| Buraya bir teklifle geldin mi gelmedin mi? | Open Subtitles | هل أتيت مع عرض أم ماذا؟ |