Arkadaşlarım ve ebeveynlerimle birlikte okyanusun ortasında bir teknede olmak istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أكون مع أصداقئي ووالدي على قارب في منتصف المحيط |
bir teknede bomba olduğunu bilsen ona sıranın başında gitmezsin. | Open Subtitles | عندما تعرف أن هناك قنبلة على قارب لا تكون أول من يصل إليه |
Eve döndüğümde karım beş paralık, dar kesim pantolon giyen bir kuşbilimciyle bir teknede yaşıyordu. | Open Subtitles | بينما كانت زوجتي في البيت تتسكع مع عالمي طيور يعيشان في قارب |
bir teknede yatsaydı 100'ü görürdü. | Open Subtitles | اما اذا كان مستلقيا في قارب لعين كان ليعيش حتى ال 100 |
Büyükle bir teknede hapis olmuştum. İkimiz de yalnızdık. | Open Subtitles | الكبير وأنا، محاصرين معا على متن قارب دون التواريخ. |
Bana, kayıp kızın bir teknede olabileceğini söyledi. | Open Subtitles | لقد أخربني للتو بأنه يعتقد أن الفتاة من الممكن أن تكون على متن قارب |
bir teknede bomba olduğunu bilsen ona sıranın başında gitmezsin. | Open Subtitles | اذا علمت ان هنالك قنبله على القارب فانك لا تركض باتجاهها |
Geçen hafta bir teknede parti vermiştim. | Open Subtitles | حسنا عطلة الاسبوع الماضي أقمت حفلة على قارب |
Sonra bir teknede ayının tekiyleydim ama rüyaydı. | Open Subtitles | وبعدها كنت أحتسي هذه الجعة على قارب ما ولكنه كان مجرد حلم |
Hayır, Virginia, onu zaten bir teknede yapmıştım. | Open Subtitles | لا, فيرجينا , لقد فعلت ذلك بالفعل على قارب |
Bekle. Lemon Breeland bir teknede mi yaşıyor? | Open Subtitles | مهلا , مهلا , ليمون بيرلاند تقيم في قارب ؟ |
Kalp atışı hızlanmıştı ama belki çıktığın kişi bir teknede yaşıyor diye gerilmişti. | Open Subtitles | حسناً، ضربات قلبه تتسارع ولكنك، تعلمين ربما كان متوتراً لأنك تخرجين مع شابٍ يعيش في قارب |
Gelip beni levrek dolu bir teknede bulmaları ve yalvarmaları gerekecek! | Open Subtitles | سيكون عليهم أن يجدوني في قارب مليء بأفراخ السمك، ويتوسلوا إلي! |
Arka tarafında, Karayiplerde bir teknede yaşadığını söylüyor. | Open Subtitles | على ظهر الكتاب هنا، يقول أنّه عاش في منطقة البحر الكاريبي على متن قارب |
Buranın otoparkındaki gerçek bir teknede bir haftalık yoğun bir eğitim. | Open Subtitles | انها لمدة أسبوع واحد مكثف والتي تمنحك خبرة ميدانية على متن قارب حقيقي |
Bir araba kızısın sanıyordum? Öyleyim, mermiler tarafından uçurulmadan önce bir teknede yaşamaya alışkınım. | Open Subtitles | أحب حتى عاش على متن قارب قبل مليئة انه مع الرصاص. |
Trav, baban bir otoparktaki bir teknede yaşayan işsiz bir adam. | Open Subtitles | تراف، أنه عاطل عن العمل والذي يعيش على متن قارب في موقف سيارات |
bir teknede ancak tek rehber için yer var. | Open Subtitles | مهلاً، الآن لا يوجد مكان على القارب إلا لمرشد واحد |
Evet. Ama iyi bir teknede boşluktayız. | Open Subtitles | أجل ولكن الخبر الجيد بأننا مُحاصرين فى قارب أفضل. |
Tek başına bir teknede, büyük, beyaz bir balina avlayan adamın hikâyesi gibi. | Open Subtitles | مثل شاب وحيد في مركب ويصطاد حوتاً أبيض كبيراً |
Hele ufak bir teknede, karadan binlerce mil uzakta imkansız. | Open Subtitles | خاصة على متن مركب صغير بعيد 20000 كلم عن الشاطئ. |