"bir televizyon" - Translation from Turkish to Arabic

    • تلفزيوني
        
    • تلفازاً
        
    • جهاز تلفاز
        
    • تلفزي
        
    • تلفزيونياً
        
    • التلفاز
        
    • التلفزيون
        
    • التلفزيونية
        
    • مُقابلة تلفزيونيّة
        
    • هناك تلفاز
        
    • هذا تلفاز
        
    • مجرد تلفاز
        
    • تلفزيون
        
    • تلفاز في
        
    Sonra ikinci el elektronik aletler yollayıp bir televizyon fabrikası kurduk. Open Subtitles ثمّ أرسنا بطلب بعض أجهزة إلكترونية مستعملة وبدأنا بمصنع تلفزيوني صغير
    Benim bir televizyon şovum yok ve beni dinleyen hiç kimsem yok. Open Subtitles و أنا ليس لدي برنامج تلفزيوني وليس لدي أي شخص ليستمع إلي
    Bana bir televizyon bulabilir misin? Open Subtitles إذن، تعتقد بأنّه يمكنك أن تحضر لي تلفازاً ؟
    Kırmızı Ev'in en son yeniliği bir televizyon seti! Open Subtitles التطورات الجديدة في البيت الأحمر هي جهاز تلفاز
    Dün sabah bir televizyon programında bu uğursuz çaba, bir sese, bir yüze ve bir isme büründü. Open Subtitles البارحة صباحا في برنامج تلفزي ذلك الإحتقار تمّ إعطائه صوت و وجه و إسم.
    Onlardan bir televizyon dizisi bile çıkar! Open Subtitles لدرجة أنه يمكننى أن أنتج مسلسلاً تلفزيونياً منها
    Ve orada otururken, onun odasında, onu izlerken, onu bir televizyon ekranından izlemiyorsunuz, onu bir pencereden izlemiyorsunuz, orada onunla oturuyorsunuz. TED وعندما تراها جالسة هكذا في غرفتها، أنت لا تراها ضمن شاشة التلفاز لا تراها من خلال نافذة، أنت تجلس معها حقيقة
    bir televizyon ağının bir bölümüne ayrılan bütçe üç ile altı milyon dolarlık bütçe aralığında. TED ميزانية الحلقة الواحدة من حلقات التلفزيون تتراوح ما بين ثلاثة و ستة ملايين دولار.
    bir televizyon kanalıyla gizlilik anlaşması imzaladım. Open Subtitles لقد وقعت إتفاق عدم الكشف مع المحطة التلفزيونية
    eline kendi yazarlık hayallerinin yansımasını gördüğü bir televizyon şovunun DVD'leri geçen küçük bir kız olduğunu hatırlıyorum. TED وبطريقة ما، حصلت على أقراص رقمية تحتوي على مسلسل تلفزيوني أمريكي شاهدت فيه حلمها في أن تصبح كاتبة.
    Yeni bir televizyon gösterisi. Adına pilot diyorlar. Open Subtitles هي لمسلسل تلفزيوني جديد، ما يسمى بحلقة إفتتاحية
    50lerde bir televizyon dizisinde oynadım. Open Subtitles في الخمسينيات ، قمت . بعمل مسلسل تلفزيوني
    Bu davanın eski bir televizyon şovuyla ne alâkası var? Open Subtitles الذي هذه الحالة يجب أن تعمل ببرنامج تلفزيوني قديم؟
    Evet birkaç filmde oynadım ve bir televizyon programım var. Open Subtitles نعم عَملتُ بَعْض الأفلامِ في برنامج تلفزيوني
    Şimdi, üç sakat çocuk mu istiyorsun yoksa yeni bir televizyon mu? Open Subtitles و الآن هل تريدين ثلاثة أطفال عاجزين أم تلفازاً جديداً ؟
    - Keşke bir televizyon da çalsaydın. Open Subtitles ليتكِ سرقتِ تلفازاً حاولت لكنه مثبت بالحائط
    - Beyefendi, madem bu kadar cömertsiniz bizi uyuşturuculardan uzak tutması için bir televizyon iyi olurdu ve bir mikrodalga fırın, yeni buzdolabı, bazı eşyalar, belki de bir mobilya yenilemesi. Open Subtitles حسناً سيدي بما انك كريم جداً نستطيع الاستفادة من جهاز تلفاز جديد لتجعلنا مشتتين عن المخدرات
    Bir film yıldızı ve bir televizyon yıldızı- hepsi aynı aile içinde. Open Subtitles نجم سينمائي، ونجم تلفزي في نفس العائلة.
    40larda, 50lerde ve 1972 sonbaharında çok ünlü bir televizyon yıldızıydı. Open Subtitles كان نجماً تلفزيونياً بارزاً في الاربعينيات والخمسينيات وخريف العام 1972
    Bu yüzden o gözlerin bir televizyon ekranından bana baktıklarını görmek biraz garipti. TED لذلك كان من الصعب رؤية تلك الصور وتلك العيون تحملق في وجهي من خلال التلفاز.
    Biliyor musun, şimdi aklıma geldi, bir televizyon şovunda gördüğüm bir şey. Open Subtitles أتعلم فكرت ب شيء شيء رأيته على التلفزيون
    bir televizyon şarkı yarışmasında şarkı söyleyip büyük bir yıldız olmadan önce o da sıradan biriydi. Open Subtitles حسنا , لقد كانت مجرد امرأة عادية حتى شاركت بواحدة من المسابقات التلفزيونية و اصبحت نجمة كبيرة
    Büro için dost canlisi bir muhabirle iki tarafin da kazanacagi bir televizyon söylesisi yapmamiz konusunda benimle hemfikir. Open Subtitles إنّه يتفق معي أنّ مُقابلة تلفزيونيّة مع مُراسل وديّ سيكون مُربحاً للمكتب.
    Bu sefer kafama vuracağın bir televizyon yok. Open Subtitles ليس هناك تلفاز لتضربني به على رأسي هذة المرة.
    Bu muhteşem bir televizyon. Plazmanın üstüne yoktur. Open Subtitles هذا تلفاز رائع, لا شيء يمكنه هزيمة البلازما
    Ama burada büyük bir televizyon ve süslü bir ofisten fazlası var. Open Subtitles الميزات هنا... أكثر من مجرد تلفاز عريض ومكاتب فاخرة.
    - bir televizyon bayiinin oradan geçiyordum. Senin yüzünü gördüm. Open Subtitles لقد كنت أعبر علي تلفزيون في دكان، و رأيت وجهك.
    Bir müşteri oturma odasının köşesinde bir televizyon odası istedi. TED وإحدى الزبائن أرادت غرفة تلفاز في ركن غرفة المعيشة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more