"bir tesadüf değil" - Translation from Turkish to Arabic

• ليست مصادفة
• ليس من قبيل الصدفة

yükselme ve alçalma. Ve onlara bakardım, bu bir tesadüf değil.
ترتفع وتهبط. وأقوم بمشاهدتهم، هذه ليست مصادفة.

Çünkü bu bir tesadüf değil.
او الفيروسات او اي شيء ذكرته لأنها ليست مصادفة

Aynı aileden iki çocuk, bu bir tesadüf değil. Arayan kimdi?
طفلين من نفس العائلة, لا, هذه ليست مصادفة ومن اتصل؟

"Anne olmaya giden süreç"in, "ergenlik" gibi duyulması bir tesadüf değil.
ليست مصادفة أن كلمة "التأمم" تشبه كلمة "المراهقة."

Neyse ki, birçok şehrin böyle manzaraları var -- ve bu bir tesadüf değil.
لحسن الحظ أن كثيراً من المدن مليئة بمناظر مثل هذه؛ وهذا ليس من قبيل الصدفة.

Bu bir tesadüf değil. Bunu yapmaktan vazgeçmelisin.
ليست مصادفة عليكِ الكف عن فعل هذا

Bu bir tesadüf değil.
هذه ليست مصادفة

Bu bir tesadüf değil.
إنها ليست مصادفة

Beş dakika içinde, bu bir tesadüf değil.
خمس دقائق , هذه ليست مصادفة

Bu bir tesadüf değil sanırım?
. هذه ليست مصادفة , صحيح؟

Bu bir tesadüf değil!
هذه ليست مصادفة

Ve bu bir tesadüf değil.
وهذه ليست مصادفة

Tabi ki bir tesadüf değil.
المؤكد انها ليست مصادفة

- Bu bir tesadüf değil.
تلك ليست مصادفة

Bu bir tesadüf değil. Bu bildiğin kader.
هذه ليست مصادفة , بل هو القدر

- Bu bir tesadüf değil!
هذه ليست مصادفة.

- Yani Henry'nin her gün o restoranda yemek yemesi bir tesadüf değil.
إذاً حقيقة أن (هنري) كان يأكل في مطعمها كل يوم ليست مصادفة

- Ben de. Ama bu bir tesadüf değil.
-لكنّها ليست مصادفة

- Bu bir tesadüf değil.
-هذه ليست مصادفة

Tekrar Çin'i örnek olarak kullanmam bir tesadüf değil, çünkü Çin, en büyük balıkçı olmasının yanında ayrıca en büyük balık çiftçisi.
ومرة أخرى، فإنه ليس من قبيل الصدفة ان نستخدم الصين باعتبارها اكبر صائد للأسماك، وايضا اكبر مستزرع للأسماك .

Bu bir tesadüf değil.
هذا ليس من قبيل الصدفة.