bir toplantıda çok fazla veya çok az konuşmaktan korkuyoruz. | TED | نخشى أن نتحدث أكثر أو أقل من اللازم في اجتماع. |
İsterseniz arayın, ama Bay Wilkes Bay Kennedy'nin dükkanındaki siyasi bir toplantıda. | Open Subtitles | فتش إن أردت لكن السيد ويلكس في اجتماع سياسي في متجر السيد كينيدي |
Bay Pratorius acaba gerçekten bir toplantıda mı yoksa bana toplantıda olduğunu mu söylememi istedi... | Open Subtitles | يمكن ان يكون السيد بروتوريوس في اجتماع او قد يكون ارادني ان اقول انه في إجتماع |
Şerif bulduklarımızı bir saat içinde bir toplantıda sunmamı istiyor. | Open Subtitles | العمدة أراد مني تقديم مخرجاتي في إجتماع شعبي خلال ساعة |
Demek istediğim, Avrupa'daki büyük sıkıntı şu: bir toplantıda 27 insan konuşursa, o toplantı çok çok uzun sürer. | TED | أعني، المشكلة الأساسية مع اوروبا هي الجلوس في إجتماع يتحدث فيه 27 شخص في آن واحد، إنه يستغرق وقتاً طويلاً جداً جداً. |
bir toplantıda benzersiz bulunmak. | Open Subtitles | أن يتم ايجادك فريداً في إطار أحد الاجتماعات. |
Beklediğiniz için teşekkür ederim, evet bir toplantıda. | Open Subtitles | شكراً على الانتظار نعم، هو في اجتماع الآن. |
Kıçını ayağımla birleştireceği büyük bir toplantıda | Open Subtitles | إنه في اجتماع كبير يناقش إندماج قدمي في مؤخرته |
Bay Donaghy şu anda önemli bir toplantıda ve bana rahatsız etmemem söylendi. | Open Subtitles | السيد دوناغي في اجتماع مهم , و أخبرني ان لا أقاطعه |
Kraliyet Cemiyeti'ndeki bir toplantıda sunduğu raporda kaptan olan bir arkadaşının "kenevirle sıkça deney yaptığını bu bitkinin korkuya sebep olmadığını ama neşeye neden olabileceğini" belirtiyordu. | Open Subtitles | فقد افاد في اجتماع للجمعية الملكية بأن ربان بحر صديقاً له قد اختبرها مراتٍ عديدة |
bir toplantıda atar yaptın ağladın veya birini yumrkladın | Open Subtitles | أنك أفتعلت مصيبة في اجتماع وبكيت أو لكمت أحدهم |
- Alo bile diyemeden... bir toplantıda olduğunu söyledi ve kapattı. | Open Subtitles | قالت انها في اجتماع واقفلت قبل حتى ان اقول اهلا 301 00: 17: |
Ve geçen hafta bir toplantıda Hollandalı hükümet temsilcilerine şunu sordum, takım liderlerinden birine DigiNotar'a yapılan saldırı yüzünden insanların ölmesini inandırıcı bulup bulmadığını sordum. | TED | وفي الاسبوع الماضي سألت في اجتماع ممثلي الحكومة الهولندية سألت احد المسؤلين في الفريق هل وجد انه من المعقول ان يموت الناس بسبب الهجوم على ديجينوتار |
Keşif nasıl gerçekleştiyse ben de size öyle aktaracağım. Yani, bilimsel bir toplantıda sunacağım şekilde veya bir bilim dergisinde okuyacağınız haliyle anlatmayacağım. | TED | ولكنني أود أن أقصه عليكم كما حدث في الواقع ليس بالطريقة التي أعرضه بها في اجتماع علمي أو الطريقة التي تقرؤونها في الأوراق العلمية |
Bay Ho hala bir toplantıda. Akşam yemeğine gelemeyeceğini söyledi. | Open Subtitles | السيد هاو ما زال في إجتماع يقول بأنه لن يستطيع الحضور للعشاء |
Bu duruma 20 Ocak 1942'de, Berlin yakınlarındaki Wannsee gölünün kıyısındaki bir villada gerçekleştirilen iğrenç bir toplantıda çözüm bulunmak üzereydi. | Open Subtitles | كان ذلك فى طريقه للحل في الـ 20 من يناير 1942 في إجتماع سيئ السمعة على ضفاف "فانسيه" فى أطراف "برلين" |
bay gill bir toplantıda haber vermemi istermisiniz sorun değil beklerim | Open Subtitles | السّيد جيل مشغول في إجتماع هل تودّين أن تدخلي ؟ لا مشكلة. أنا سأنتظر هنا |
Şu anda bir toplantıda. Beşten önce onunla konuşmam. Anlaşma iptal. | Open Subtitles | ـ إنها في إجتماع حالياً ـ إذا لم اتحدث معها قبل الخامسة فسيلغي الإتفاق |
Şu anda özel bir toplantıda ama dilersen onu çalışma odasında bekleyebilirsin. | Open Subtitles | حسنٌ، إنّه في إجتماع سرّي الآن لكن يمكنكَ إنتظاره في مكتبه. |