"bir topluluk" - Translation from Turkish to Arabic

    • مجتمع
        
    • المجتمع
        
    • مجتمعاً
        
    • ومجتمع
        
    • إنه مجلس
        
    • إنها مجموعة
        
    • مجتمعا
        
    • كمجتمع
        
    Ama bunu gerçekte uygulamış olan sadece bir topluluk bulabildim. Open Subtitles لكن يمكنني أن أجد مجتمع واحد فقط يتطبقه فعليا ً
    Pazar günleri birlikte Sausalito'da yemeğe çıkan galeri sahipleriyle eleştirmenlerin oluşturduğu gizli bir topluluk neyin "havalı" olduğuna karar veriyor. Open Subtitles هناك مجتمع سري مكون من مالكي المعارض و النقاد يجتمعون على الغداء كل يوم أحد ليقرروا ما هو الفن الجميل
    Yeni bir topluluk içine yerleşme ilk başlarda benim için de kolay değildi. Open Subtitles أتعلمين، لم يكن الأمر سهل علي أيضاً بالبداية الاستقرار في مجتمع جديد مجتمع؟
    Bana bu bir topluluk forumu gibi geliyor ismi ise Shop Talk Live. TED وبالنسبة لي ، هذا يبدو مثل تشغيل منتدى المجتمع تسمى شوي توك لايف
    Bu devam ettikçe, tek bir topluluk olmaya başladık; doğayla olan bağımızı biliyorduk. TED وحينما بدأ هذا الشئ، بدأنا نصبح مجتمعاً موحداً. عرفنا تواصلنا مع الطبيعة.
    bir topluluk mensuplarının dediğine göre sabah gözünüzü açıyorsunuz ve her yerde atılmış ciklet kağıdı gibi kullanılmış kondomlar görüyorsunuz. TED وتم إخبارنا أنه في مجتمع واحد تستيقظ في الصباح فترى الواقيات الذكرية المستعملة مثل أوراق العلكة المستعملة.
    Bonoboları unutuyoruz ama ana erkil bir topluluk yapılar var ve genellikle dişiler alfa oluyor. TED غالبا ما ننسى أمر البونوبو لكن البونوبو لديهم مجتمع أمومي وفرد الالفا هو أنثى في العموم.
    Ulaştıklarımızı ölçüp karşılaştırabileceğimiz, küresel bir topluluk oluşturuyoruz, Bunu yapabileceğimiz geniş bir topluluk. TED نحن الذين ننشيء مجتمع عالمي، ومجتمع عالمي واسع، حيث أننا سنكون قادرون على قياس ومقارنة ما نقوم بتحقيقه.
    Bu, Gana'da bir topluluk ve B.M. tarafından 50 milyon ton kadar e-atığın veya elektronik atığın TED هناك مجتمع في غانا و الفضلات الالكترونية يبلغ عنها بواسطة الامم المتحدة
    Ayrıca Silikon Vadisi'nden geçen 101 numaralı otoyoldan tuhaf bir şekilde ayrılmış bir topluluk. TED وهو أيضًا مجتمع يفصله بطريقة غريبة الطريق السريع 101 المار بوادي السيليكون.
    Gençlerimize ayrıca, yanıp tutuştukları şeyleri vaat ediyorlardı: Önemli olmak, kahramanlık, aidiyet ve amaç duyguları, onları kabul eden ve seven bir topluluk. TED كما أنهم يعدون شبابنا بأشياء يتوقون إليها: الأهمية والبطولة والشعور بالانتماء ووجود هدف مجتمع يحبهم ويقبل بهم.
    Her konuşmamızda, bizden minnet duyamamızı isteyip duran bir topluluk vardı. TED كان هناك مجتمع واحد فى كل حواراتنا المتكررة ظل يطلب منا أن نقدّرهم.
    Bu yüzden bir cihazdan daha fazlasını yapıyoruz, bir topluluk kuruyoruz. TED إذًا نحن نقوم ببناء مايتعدّى الجهاز، إنّه مجتمع.
    Bence işliyor cünkü bilim adamları bir topluluk olarak birbirlerine bir etik ile bağlılar. TED حسناً، اعتقادي بأن العمل يسير لأن العلماء هم عبارة عن مجتمع مُلزم بالأخلاق.
    Protesto edebilirsiniz, mektup yazabilirsiniz, bağışta bulunabilir ve bir amaç uğruna gönüllü olabilirsiniz, sanatla, edebiyatla uğraşabilirsiniz, şiir ve müzik yazabilirsiniz, insanlara yardımcı bir topluluk oluşturabilir ve bu hunharlıkları engelleyebilirsiniz. TED يمكن أن تحتج، تكتب خطابات للمحررين، أن تتبرع أو تتطوع لقضايا مجتمعية، أن تبتكر فناً أو تُبدع أدباً، تبتكر شعراً وموسيقى، مجتمع يهتم ببعضه البعض ولا يسمح بحدوث تلك الأعمال الوحشية.
    Yaratmamız gereken şey köprülere dayalı bir topluluk, bağlanan gruplar değil. TED ما نحتاج إليه هو إحداث مجتمع يرتكز على مد الجسور بين المجموعات، وليس ترابط المجموعات.
    Ben öyle bir topluluk oluşturmak istiyorum ki yenilikçi ve sürdürebilir tasarımI benimsemiş olsunlar herkesin yaşam koşullarını düzeltmek için. TED لذا أتمنى تطوير مجتمع يحتضن، وبنشاط، التصميمات المبتكرة والمستدامة لتحسين أحوال المعيشة للكل.
    Ve böylece aralarındaki büyük şakayı paylaşan insanlardan oluşmuş bir topluluk oluştu ve bunun hakkında konuşmaya ve bununla birşeyler yapmaya başladılar. TED وبالتالي تشكل هذا المجتمع من الناس الذين تشاركوا هذه المزحة الكبيرة وبدأوا يتحدثون عنها ويقومون بأشياء بناءً عليها.
    Bize kimliğimizi ve bir topluluk olma hissini verir. TED إنها تمنحنا هويتنا و شعوراً بالإنتماء الى المجتمع.
    Neşenin yaşam biçimi olduğu, öğrenmenin en büyük hedef olduğu... ..sevginin temel amaç olduğu bir topluluk olacak. Open Subtitles سوف يكونون مجتمعاً فيه السعادة هى أسلوب الحياة حيث التعلم هو أسمى هدف والحب هو أغلى مراد
    Bu bir ekip, ve aynı zamanda bu teknolojiyi öngöremediğimiz şekillerde kullanan bir topluluk. TED وبلغ عمر فريق أوشاهيدي الخمس سنوات. إنه فريق ومجتمع كذلك يستخدم هذه التقنية بطرق لا يمكننا التنبؤ بها.
    Bence iyi niyetli bir topluluk, ama hepsini tek tek dışarı atmamı istersen, bunu konuşabiliriz. Open Subtitles أظن إنه مجلس جيّد، لكن إذا أردتني أن أطردهم واحد تلو الآخر، فيمكننا التحدث حيال هذا.
    Epey küçük, seçici bir topluluk ama eminim internet siteleri vardır. Open Subtitles حسناً , كما تعلمين إنها مجموعة صغيرة جداً متأكد بأن لهم موقع على الإنترنت
    Faşistler bile topluluk arayışında, korkutucu derecede homojen bir topluluk olsa da herkes aynı görünüyor ve aynı üniformayı giyiyor ve aynı sloganları söylüyorlar. TED حتى أنه يسعى المتطرفون الفاشيون إلى المجتمع. ولو كان مجتمعا متجانسا بشكل مرعب حيث يبدو الجميع متشابها، ويرتدي الجميع زيًا موحدًا ويرددون نفس الشعارات.
    MB: Bu, birçok kişinin eseri. Biz bir topluluk olarak insanların harika şeyler yapmalarına fırsat veriyoruz ve bu, harika bir his. TED ماسيمو بانزي: حسنا، إنه عمل الكثير من الناس، لذا فنحن كمجتمع نمكن الناس من صنع أشياء رائعة، وانا أشعر بالفرحة العارمة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more