Kolonileşme sonrası bir toplumda yaşamanın tuhaf gerçekliğini geçmişteki trajedileri yaşayarak tasvir edebildi. | TED | كان قادرًا على تصوير الواقع الغريب لأناس يعيشون في مجتمع ما بعد الاستعمار، مُرغمين على التعايش مع مآسي الماضي. |
Ama hiçbir interseks birey varoluşunuzu didikleyen bir toplumda yaşamanın duygusal yükünden özgür değil. | TED | لكن ليس هناك أي شخص ثنائي الجنس يسلم من الأذى النفسي الذي يحدث بسبب العيش في مجتمع يحاول طمس وجودك. |
Dün seçim olduğuna göre, kanepede oturmuş, kardeşine demokratik bir toplumda yaşamanın ne kadar güzel olduğunu anlatıyorsundur. | Open Subtitles | إذن أنت على الأرجح تجلس على الأريكة نخبر أخاك الصغير كم هو عظيم أن تعيش في مجتمع ديمقراطي |