"bir uçakta" - Translation from Turkish to Arabic

    • على متن طائرة
        
    • في طائرة
        
    • على طائرة
        
    • على الطائرة
        
    • على متن الطائرة
        
    • فى طائرة
        
    • على رحلة طيران
        
    Bu uçuş kayıtlarına göre, şu anda ticari bir uçakta. Open Subtitles وفقا لهذه المعلومات الجوية فهي على متن طائرة تجارية الآن
    Dinle, içi dolu bir uçakta birini öldürüp.. ..bundan nasıl kurtulabilirsin? Open Subtitles كيف يمكنه قتل اي شخص على متن طائرة دون يلاحظه احد؟
    Küçük bir uçakta ağzına kadar dolu ayyaş gazetecilerle birlikteyiz. Open Subtitles نحن ننقص في عدد المضيفات في طائرة مليئة بالصحفيين المخمورين
    Şimdi de çıt çıkmayan bir uçakta olduğunuzu düşünün. TED الآن تخيل أن تكون في طائرة بدون أي صوت.
    Ayrıca katil cinayeti çok küçük bir uçakta çok büyük bir aletle gerçekleştirdi. Open Subtitles صحيح؟ بالإصافة, القاتل إرتكب جريمته على طائرة صغيرة باستخدام مفتاح براغي كبير جداً
    Yarın gece yurtdışına giden bir uçakta olabiliriz. Open Subtitles يُمكنُ أَنْ نَكُونَ على الطائرة و خارج البلاد بحلول مساء الغد.
    Nasıl olur da romantik komedilerle dolu bir uçakta 7 saat geçiriip bir karara varamazsın? Open Subtitles كيف بإمكانك قضاء سبع ساعات على متن الطائرة مع مكتبة من الرومانسية والكوميديا ولم تجدي غايتك؟
    Sizi uyarıyorum, 200000$'ımı uçuşa hazır bir uçakta istiyorum Open Subtitles وأنبهكم بأن تضعوا الـ 200 ألف دولار على متن طائرة جاهزة للإقلاع
    -Hayır. -Amerika'ya dönen bir uçakta. Open Subtitles لا ، إنه بالفعل على متن طائرة عائداً إلى الولايات المتحدّة
    Emin değilim. bir uçakta olduklarını söylediler. Open Subtitles لستُ متأكّداً، قالوا بأنّهم كانوا على متن طائرة
    Çantalarınız şu anda Şam'a gitmekte olan bir uçakta bulunuyor. Open Subtitles أمتعتك بالفعل على متن طائرة متجهة الى دمشق
    O zaman neden şu an İngiltere'ye giden bir uçakta değilsin? Open Subtitles إذاً لماذا لست على متن طائرة الى بريطانيا الآن؟
    Şu an Boston'a giden bir uçakta. Open Subtitles انه على متن طائرة لبوسطن بينما نحن نتحدث
    İnecek bir yeri olmayan kocaman bir uçakta yapayalnız. Open Subtitles وحدها في السماء في طائرة كبيرة ليس لها مكان لتهبط به
    bir uçakta olmak nasıl bir duygu merak ediyorum. Open Subtitles أتساءل عن شعور المرء عندما يكون في طائرة و ينظر للبحر من فوق
    Philadelphia'ya giden bir uçakta iki bekar olmayan kızla beraberdik. Open Subtitles متعلقين في طائرة ذاهبه إلى فيلادلفيا .. مع فتيات لسن عازبات كل الشكر إلى عمكم بارني
    Şunu demek istiyorum; eğer dövüşürsen bazı şeyler çok daha güzel olabilir. Kimbilir, belki kendini bir uçakta bulursun ve gidersin. Open Subtitles كما قُلت, إن قاتلت, أوضاعك سوف تتحسّن, من يعمل ربما تجد نفسك في طائرة متجه الى بيتك.
    Umarım sorun çıkmaz. Tüm o canavarlar bir uçakta. Open Subtitles أتمنى أن يمضي هذا بيُسر كُل تلك الوحوش على طائرة واحدة
    Quakers dolu bir uçakta bile bende olandan fazla silah vardı. Open Subtitles يمكنك ان تجد اسلحة اكثر على طائرة مليئة بالبط البلاستيك
    Bir sürü mahkumla dolu bir uçakta böyle birşeyin olması çok acayip. Open Subtitles هذا شىء غريب لتكون على الطائرة مع كل هؤلاء الحمقى
    - İskoçya'ya giden bir uçakta olurdum. Open Subtitles وأنت لم تذهب إلى الحفل، اين يمكن أن تكون الآن؟ ساكون على متن الطائرة الى سكوتلندا
    Bir daha kalabalık bir uçakta birisi kafana silah dayadığında... söylediklerini yapacaksın. Open Subtitles فى المرة القادمة عندما يهددك رجل بمسدس فى طائرة لعينة كهذه حاولى الانقياد لاوامره
    Üç ay önce ülkenizden gelen bir uçakta bir olay oldu. Open Subtitles شيء ما حدث على رحلة طيران من بلدك منذ ثلاثة أشهر,

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more