Bize işaretler gönderir, bilemiyorum, bütün köpeklerin bir uzay gemisine binip gitmeleri gibi. | Open Subtitles | سيكون هناك علامات كأن ترحل الكلاب على متن سفينة فضائية مثلاً |
Yok olmak üzere olan Kripton gezegeninde bilge bir bilimadamı oğlunu bir uzay gemisine bindirdi ve Dünya'ya gönderdi. | Open Subtitles | على الكوكب المفقود كريبتون وضع عالم طفله الصغير في داخل سفينة فضائية وأطلقها نحو الأرض |
Bana soracak olursan, gerçek bir uzay gemisine bakıyoruz. | Open Subtitles | ،حسب رأيي أننا ننظر إلى سفينة فضائية حقيقية |
bir uzay gemisine benziyordu, ve ışın silahıyla bir ineği vurdu. | Open Subtitles | بدت و كأنها سفينة فضائية ثم إنطلقت أشعة فَككت البقرة |
Patlamadan önce, burası bir uzay gemisine benziyordu. | Open Subtitles | قبل الانفجار, بدا هذا المكان كانه سطح سفينة فضائية |
Kara, Lois'in Grandville'deki bir uzay gemisine ait olduğunu söylediği videoyu görmek istemişti. | Open Subtitles | (كارا) طلبت رؤية الفيديو الذي صورته (لويس) لما تدعي أنها سفينة فضائية خارج في (جرانفيل) |
Bay Bond planım seni Dünya'ya atılacak bir nükleer bomba taşıyan bir uzay gemisine bağlamak ve seninle beraber insanlığı yok etmek. | Open Subtitles | (حسنا يا مستر (بوند خطتي هي أن أربطك في سفينة فضائية تحمل قنبلة نووية |