bir varsayım adamımızın nasıl öldüğü ve Kocaayak olmadığı hakkında. | Open Subtitles | فرضية لطريقة موت الرجل و لم يكن هذا بسبب أي حيوان |
Ayrıca, örgütün düşüncesi bir varsayım da olsa bizden kurtulmaktı. | Open Subtitles | إضافة إلى ذلك ، الفكرة التي تقول أن المنظمة تحاول التخلص منا هي فقط فرضية |
Bu, akla yatkın bir varsayım ve test etmek için de, mükemmel bir imkanımız var. | Open Subtitles | تلك فرضية معقولة وعندنا الطريقة المثالية لإختبارها |
Bu bir varsayım, efendim. | Open Subtitles | هذا تخمين, سيدي. |
- Bu bir varsayım. | Open Subtitles | حسنـًا، هذا تخمين وحسب |
Bence sorunu ortaya çıkaran değer hakkında yaptığımız düşüncesizce bir varsayım. | TED | أعتقد أن اللغز يظهر بسبب الافتراض المتسرع الذي نصنعه عن القيمة. |
İkinci bir varsayım ise tek partili bir ülkede, güç birkaç insanın elinde toplanmaktadır, ve bunu kötü bir hükümet ve yolsuzluk takip eder. | TED | الافتراض الثاني هو أنه في الدولة ذات الحزب الواحد، تتمركز السلطة في أيدي قلة من الناس، ويتبع ذلك سوء الإدارة والفساد. |
Etkilenmiş bölgeyi ayırdığımda onun isteklerini bertaraf edebilirim diye bir varsayım üzerinde çalışıyorum. | Open Subtitles | أنا أعمل في إطار فرضية تنص على أن فصل المنطقة المُصابة قد تقضي على رغبته الشديدة تلك |
Bu çok saçma bir varsayım, ...ve bunu destekleyen en ufak bir kanıtı yok. | Open Subtitles | تلك فرضية سخيفة دون أي دليل ملموس لدعمها |
Solda olanlar yaptığımız analizlerdir sağda olanlarda bugünkü ekinler toprak ve iklimlerle temellenmişler bunun çoğunu iklim değişikliğinin bozmadığını varsayalım bu iyi bir varsayım değildir. | TED | هذا تحليل أجريناه سابقا، هنا بالجهة اليسرى حيث المحاصيل اليوم، وباليمين حيث يجب أن تكون معتمدين على نوع التربة والمناخ، أخذين بعين الاعتبار أن المناخ لم يتغير كثيرا عن اليوم، وهي فرضية ليست دقيقة. |
Yine, bu da yalnızca bir varsayım değildir. | TED | مرة أخرى، هذا ليس مجرد فرضية. |
Kusura bakma, mantıklı bir varsayım gibi geldi panik yapmıştım o yüzden... | Open Subtitles | اقصد، يجب عليك ان تعلم ان ذلك بدا وكأنه فرضية طبيعية، و أنني ذُعرت ، و... |
Merak uyandırıcı bir varsayım. | Open Subtitles | فرضية مُثيرة للإهتمام |
İlginç bir varsayım. | Open Subtitles | فرضية مثيرة للاهتمام |
- Bu çok cesur bir varsayım. | Open Subtitles | هذا... . تخمين جريء |
Doğru bir varsayım. | Open Subtitles | هذا تخمين جيد |
Bu bir varsayım. | Open Subtitles | هذا تخمين |
Eğer şu önümüzdeki 40-50 saat içinde, bu konuyu farklı bir biçimde bitirmek düşünceniz varsa, fantastik bir son mesela kendi cezanızı kendinizin vermesi gibi ki belki de bu anlamsız bir varsayım ama böyle düşündüğüm için bağışlayın bana geriye bir not bırakmak gibi bir iyilikte bulunur musunuz? | Open Subtitles | أقصد على نحو خارق, أقصد أن تحاول الانتحار لا تؤاخذني على الافتراض السخيف فأرجوك أن تترك لنا |
Şöyle bir varsayım oluşturduk: bu hastanede, yüksek vücut kitle indeksi olan bir hasta iseniz, muhtemelen doktor muayenesinin dört duvarı, sağlıklı olmanız için ihtiyaç duyduğunuz her şeyi size vermeyecek. | TED | لقد انشأنا الافتراض إذا كنت مريضا في تلك المستشفى مع مؤشر كتلة الجسم المرتفع، الجدران الأربعة لمكتب الطبيب ربما لن تعطيك كل شيء تحتاجه للتمتع بالصحة. |
Bu değerlendirme bir varsayım koşulunu tetikleyecek böylece senin borcunu ödeyip barın tüm haklarına sahip olacağım. | Open Subtitles | "هذا التقييم سويف يُطلق "بند الافتراض ممّا يسمح لي بامتصاص دينك وإمتلاك البار بأكمله |