Bunu desteklemek amacıyla bazı araştırmacılar, bir yapay zekâ sınıflandırıcı yaptılar. | TED | فلدعم تلك المهمة، ابتدع بعض الباحثون مصنفًا يعتمد على الذكاء الاصطناعي. |
bir yapay zekâ araştırma laboratuvarında çalışıyorum. | TED | وأنا أعمل في معمل لأبحاث الذكاء الاصطناعي. |
bir yapay zekâ araştırma sürecine sanatı getirmenin tam da bunu yapmanın iyi bir yolu olduğunu hissediyorum. | TED | ولدي شعور بأن إحضار الفن لعملية بحث الذكاء الاصطناعي هي طريقة لفعل ذلك بالضبط. |
Bu küçük robot bir yapay zekâ tarafından kontrol ediliyor. | TED | بذلك فإن هذا الروبوت الصغير هنا يتم التحكم به بواسطة ذكاء اصطناعي. |
Baktığı şeyi gerçekten anlayabilecek bir yapay zekâ tasarlamanın neden çok zor olduğunu görüyorsunuz. | TED | هكذا أنتم تفهمون سبب صعوبة تصميم ذكاء اصطناعي يستطيع أن يفهم فعلياً ما الذي ينظر اليه. |
Arka planda çalışan bir yapay zeka programı, kullanıcıların ne demek istediğini anlamaya çalışır. | TED | برنامج الذكاء الإصطناعي يعمل في الخلفية ثم يحاول معرفة ما يحاول المستخدم قوله. |
Büyük problemlerle uğraşmak için dizayn edilmiş bir yapay zeka. | Open Subtitles | إنه تصميم من أجل برنامج ذكاء إصطناعي صمّم من أجل معالجة عقبات كبيرة |
Film, fiziksel bir forma giremeyen, Samantha adlı süper zeki bir yapay zekâ formunu içeriyor. | TED | يُظهر هذا الفيلم سامانثا، شكل من أشكال الذكاء الاصطناعي فائق الذكاء لا يستطيع أنْ يأخذ شكلًا ماديًا. |
Roz Picard, bir yapay zekâ araştırmacısı, burada size SUDEP'i anlatarak ne yapıyor? | TED | ما الذي تفعله روز بيكارد هنا كباحثة في الذكاء الاصطناعي |
RKCP Ray Kurzweil tarafından tasarlanan bir algoritma, kendisi Google’ın mühendislik yöneticisi ve sıkı bir yapay zekâ taraftarı. | TED | إذن، RKCP هو خوارزمية صُممت من قبل "راي كورزويل"، وهو مدير الهندسة في جوجل وهو من أشد المؤمنين بمجال الذكاء الاصطناعي. |
Bence kendimize bir yapay zekâ alabiliyor olmanın eşiğindeyiz. Diken üstüne olacağız ama bizi bu tekrarlı işlerde 10-50 kat daha etkili yapacaklar. | TED | أظن أننا قريبون من القدرة على أخذ الذكاء الاصطناعي وجعله يعتني بنا، وبذلك يجعلنا ربما أكثر كفاءة بـ10، أو 50 مرة في القيام بتلك الأعمال التكرارية |
NIM adında kötü niyetli bir yapay zekâ dünyadaki bilgisayarları ele geçirdi. | TED | ذكاء اصطناعي عدائي يدعى "نيم" سيطر على حواسيب العالم أجمع. |
Todai Robot Projesini başlatma sebebim buydu. Japonya'nın ilk sıradaki üniversitesi olan Tokyo Üniversitesi'nin giriş sınavını geçen bir yapay zekâ üretmekti. | TED | لهذا السبب بدأت مشروع الروبوت Todai، لصنع نظام ذكاء اصطناعي يمكنه اجتياز امتحان قبول جامعة طوكيو الجامعة الأولى في اليابان. |
Üstelik, üstteki cilt iletkenliğini bilekten elde edilen hareketlerle eşleştirdiğinizde ve çokça veri elde edip makine öğrenmesi ve yapay zekâyı bu konuda eğittiğinizde bu kalıpları sadece bir titreme dedektöründen daha iyi tespit edebilen otomatik bir yapay zekâ inşa edebilirsiniz. | TED | الأكثر من ذلك، أنه عند جمع موصلية الجلد بالأعلى مع حركة المعصم وعند امتلاك الكثير من البيانات وتعليمها للآلة والذكاء الاصطناعي، يمكن بناء ذكاء اصطناعي يمكنه التعرف على هذه النوبات تلقائيًا بشكل أفضل مما يفعله مكتشف الاهتزاز. |
Joker'in elinde, bana yaptırdığı dijital gülme virüsünü yayacak bir yapay zeka var. | Open Subtitles | حصل (الجوكر) على الذكاء الإصطناعي لتوصيل الفيروس الرقمي الضاحك الذي جعلني أصنعه |
- Vision bir yapay zeka. | Open Subtitles | (الرؤية) هو نوع من الذكاء الإصطناعي |
İnsanla etkileşimli bir yapay zeka geliştiriyoruz. | Open Subtitles | إننا نطوّر برنامج ذكاء إصطناعي تفاعلي بشري |