Vaktini, kendisine 1 milyon dolardan fazla ücret veren büyük bir yayınevi için anılarını yazmakla geçirdiğini söyledi. | Open Subtitles | و قال أنه يكتب الآن مذكّراته و التى إشترتها منه دار نشر عملاقة بنيويورك بأكثر من مليون دولار |
Kendime ait bir yayınevi kurmak istiyorum. | Open Subtitles | ليس سرّاً بأني أحلم بأن أكوّن دار نشر خاصة بي. |
Yazdığın 11 adet roman Parti'nin finanse ettiği küçük bir yayınevi tarafından basıldı. | Open Subtitles | و رواياتك الـ11 نشرت من قِبل دار نشر مدعومة من قبل حزبك |
Büyük bir yayınevi, imza günleri tam bir anlaşma. | Open Subtitles | دار نشر كبيرة. جولة ترويج للكتاب. كل شيء |
Alternatif bir yayınevi işleten Alman dostlarımız. | Open Subtitles | أصدقاء ألمان يديرون دار نشر احتياطية. |
Liseden arkadaşım Betty'i arayacağım Kendine ait bir yayınevi şirketi var. | Open Subtitles | سأتصل بصديقتي (بيتي) من المدرسة الثانوية إنها تملك شركة دار نشر مستقلة |
O dönemde büroları bir yayınevi kullanıyordu. | Open Subtitles | وكانت دار نشر تقطن المكان |
Madeleine DuMont tarafından yönetilen küçük bir yayınevi. | Open Subtitles | دار نشر تديرها (مادلين دومونت). |
Jep, Ancona'da bir yayınevi var, o kadar küçük de değil. | Open Subtitles | هناك دار نشر في (انكونا) ليست كبيرة |