| En çılgın hayallerimin ötesinde bir yer buldum, ama yine de evim değildi. | Open Subtitles | لقد وجدت مكاناً كان ما بعد أجمل أحلامي لكنه مازال ليس منزلاً |
| Ufacık bir yer buldum... ve kirası şu an iki daireye ödediğimizden daha düşük. | Open Subtitles | فقد وجدت مكاناً صغيراً والإيجار لن يتجاوز كثيراً ما يدفعه كل منا في إيجار شقته |
| Biliyorum bana ve aileme zarar verecekler ama çalışacak bir yer buldum. | Open Subtitles | أعرف إنهم يريدون أن يؤذونى ويؤذوا عائلتى ولكنى وجدت مكان لأعمل فيه |
| Bu tür parçalar satan bir yer buldum ve üzerine de güzel bir şeyler çizebilirim diye düşünüyordum. | Open Subtitles | لقد وجدت مكانا يبيع القطع وفكرت في أن أرسم عليها شيء رائع. |
| Yaşamak için bir yer buldum ve ara sıra ziyarete gelirim. | Open Subtitles | لقد عثرت على مكان قريب من هنا لزيارتكم كل حين |
| Yağmur yağmıştı. Orman soğuk ve ıslaktı. Ama bir meşenin altında kuru bir yer buldum. | Open Subtitles | كان المطر, والغابة كانت باردة ورطبة لكنى وجدت بقعة جافة تحت شجرة بلوط قديمة |
| Kalacak bir yer buldum dedim. | Open Subtitles | اقول اني وجدت غرفه |
| Böylece, konuşmamız için sakin bir yer buldum. | Open Subtitles | لذا لقد وجدت لنا مكاناً هادئاً للحديث. |
| Daha fazla kaçamayacağım zaman evim diyebileceğim bir yer buldum. | Open Subtitles | عندما لم أستطع الهرب أكثر ..وجدت مكاناً للاتصال بالمنزل |
| Harika bir yer buldum. Fiyatta anlaşabiliriz. | Open Subtitles | قد وجدت مكاناً رائعاً ، نستطيع أن نحصل من خلاله على عقد إيجار جيد |
| Yeni bir ofis için bir yer buldum ve birkaç ayın kirasını verecek kadar param var. | Open Subtitles | وجدت مكاناً يصلح لمكتب ومعي ما يكفي من النقود لدفع الإيجار عدة شهور سلفاً |
| Hey, dinlenebileceğimiz güzel bir yer buldum. | Open Subtitles | لقد وجدت مكاناً جيداً لنرتاح فيه |
| # Ve sonunda herkesin # # benim mutlu bıyıklı yüzümü # # göreceği bir yer buldum # | Open Subtitles | * وهكذا وجدت مكاناً * * ليعرف الجميع * * وجهي ذو الشارب السعيد * |
| Baban için kalacağı yeni bir yer buldum. Onu son gördüğümde, mutlu gibiydi. | Open Subtitles | لقد وجدت مكان جديد لوالدك ليعيش به أخر مرة رايته بها كان سعيداً للغاية |
| Kimse beni görmeden telefonu görebileceğim bir yer buldum. | Open Subtitles | وجدت مكان يمكنني من مراقبة الهاتف ولا يراني أحد |
| Bütün kapıları çaldıktan sonra hâlâ saygıdeğer olduğum bir yer buldum. | Open Subtitles | عندها، بعد الطرق على كل باب وجدت مكان يقبلني |
| Konuşmamız gerek. Harika bir yer buldum. | Open Subtitles | لا تقلقي، لقد وجدت مكانا رائعا. |
| bir yer buldum. Bu ayın sonunda taşınıyorum. | Open Subtitles | عثرت على مكان, سأنتقل في نهاية الشهر. |
| Çöp tenekesinin yanında bir yer buldum! | Open Subtitles | وجدت بقعة قرب القمامة |
| Andre'nin bize bir antlaşma ayarlaması hâlinde kiralayacak bir yer buldum galiba. | Open Subtitles | أصغٍ، أعتقد انّي وجدت لنا مكاناً لنستأجره إن تمكّن (آندري) ان يعقد لنا إتّفاقاً |
| Sonunda 4400 olduğum için beni hırpalamadıkları bir yer buldum. | Open Subtitles | أخيراً وجدت المكان الذي لن يضايقني فيه لكوني أحداً من الـ 4400 |
| Bu sabah karar verdim. Yeni bir yer buldum. - Kaçıyorum. | Open Subtitles | أجريت الإتصال هذا الصباح وجدت شقة جديدة وأنا راحل |
| İnternette bu organı satabilecek bir yer buldum. | Open Subtitles | أعتقد أنني وجدت مكانًا على الإنترنت حيث أن بإمكاني بيع الأورغون {\cHE712B4}( آله موسيقية ) |
| Çöplerimi atmak için daha güvenli bir yer buldum. | Open Subtitles | "وجدتُ مكاناً أجدَّ وأكثر أمناً لرمي قمامتي" |
| Ve iki hafta sonra şehirde bir yer buldum. | Open Subtitles | وأبي لن يخرج من غرفته لذا, من هنا لأجلي؟ بعد أسبوعين حصلت على مكان بالمدينة |