"bir yol bulmaya" - Translation from Turkish to Arabic

    • إيجاد طريقة
        
    • لإيجاد طريقة
        
    • ايجاد وسيلة
        
    Satır satır gidebilir daha kısa bir yol bulmaya çalışırım. Open Subtitles يمكنني أن أراجعه سطر سطر و أحاول إيجاد طريقة أقصر
    Satır satır gidebilir daha kısa bir yol bulmaya çalışırım. Open Subtitles يمكنني أن أراجعه سطر سطر و أحاول إيجاد طريقة أقصر
    Hayatımın son 20 yılında bunu başarmak için bir yol bulmaya çalıştım. TED إيجاد طريقة لتحقيق ذلك هو ما كنت أعمل عليه طوال العشرين عامًا الماضية من حياتي.
    Oğlunu vermemen için beraber bir yol bulmaya çalışamaz mıyız? Open Subtitles لإعادة بناء حياتهم ألا يُمكننا العمل معاً؟ لإيجاد طريقة لإبقاء إبنكِ ؟
    Bütün seneyi seni okula sokabilmek için bir yol bulmaya harcarız. Open Subtitles وسوف نقضي السنة بأكملها فقط لإيجاد طريقة لك لكي تدخل.
    Biri bana bu aletin ne olduğunu tam olarak söyleyince açmak için bir yol bulmaya çalışsak mı karar vereceğim. Open Subtitles عندما استمع الى احدهم ليخبرني بشكل قاطع ما هو الجهاز سوف أقرر حينها ما اذا كان ينبغي لنا محاولة ايجاد وسيلة لتشغيله
    Kendini iyi hissetmesi için bir yol bulmaya çalışıyorum. Tamam mı? Open Subtitles أحاول فقط إيجاد طريقة لأجعله يشعر بالرضا عن نفسه
    Para kazanmak için başka bir yol bulmaya kara verdim. Open Subtitles وكان علي إيجاد طريقة أخرى أجني بها المال
    Ve hatta, aslında senle yaşamak için... bir yol bulmaya çalışıyorum. Open Subtitles ومع ذلك تعقيدات محاولة إيجاد طريقة ما للعيش معك حقاً
    Kaçtığım onca zaman boyunca yaptığım şey geri gelmek, hayal kırıklığına uğrattığım insanlarla yüzleşmek ve hatalarımı telafi etmek için bir yol bulmaya çalışmak oldu. Open Subtitles ما فعلتُه كلّما كنت أهرب كنت أعود وأواجه كلّ الذين خيّبت ظنّهم وأحاول إيجاد طريقة للتعويض عن أخطائي
    Sanattan uzak geçen üç yılımı düşündüğümde, hayallerimden uzakta, hayatı akışına bırakmış halim, hayallerime devam etmek için farklı bir yol bulmaya çalışmak yerine sadece bıraktım, vazgeçtim. TED عندما أتذكر الثلاث سنوات التي قضيتها بعيداً عن الفن بعيداً عن حلمي و بدلاً من محاولة إيجاد طريقة مختلفة لمواصلة هذا الحلم قمت فقط بالإستسلام.
    Onun tekrar çalışmasını sağlayacak bir yol bulmaya çalışın. Open Subtitles حاول إيجاد طريقة لجعل هذا يعمل مرة أخرى
    Beraber olabilmek için bize bir yol... bulmaya çalışıyorum. Open Subtitles حاولت إيجاد طريقة كي نعيش سوياً،
    - Ben sadece Bo'nun dönüşümünü yavaşlatacak, hatta durduracak bir yol bulmaya çalışıyorum... Open Subtitles إيجاد طريقة لإبطاء أو حتى إيقاف عملية "تحول" بو
    İşleri yoluna sokmak için bir yol bulmaya çalışıyordum. Open Subtitles كنتُ أحاول إيجاد طريقة لتصحيح الأمور
    İnsanların sizin ürünlerinizi tekrar sevmesi için bir yol bulmaya çalıştım, ama işe yaramadı. Open Subtitles لقد كددت لإيجاد طريقة ...لأجعل الناس يقعون في حب منتجاتكم، ولكن لم أستطع
    Birlikte bir yol bulmaya çalışabiliriz. Open Subtitles بوسعنا أن نعمل سوياً لإيجاد طريقة لحسم النزال!
    En azından Dahlia'dan tamamen kurtulmak için bir yol bulmaya biraz zaman kazandırır. Open Subtitles أقلّها سيمهلنا ذلك حين لإيجاد طريقة للتخلّص من (داليا) للأبد.
    Diane, Kalinda yaptığını itiraf etmeye niyetleniyor, ama şey için bir yol bulmaya çalışıyoruz sana zarar vermemek için. Open Subtitles ديان، تعتزم كاليندا ل تأتي نظيفة عن ما فعلته، ولكن كنا نحاول ايجاد وسيلة لا... لا يضر بك.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more