Bütün bu entelektüel ve küresel enerjiyi müzeye aktarmak için bir şekilde bir yol olmalı. | TED | ينبغي أن تكون هناك طريقة لتسخير جميع تلك الطاقات الفكرية والعالمية وبطريقة ما عبر و نحو، المتحف. |
Hayır, başka bir "kıç öpme yarışması" olmayacak. Başka bir yol olmalı | Open Subtitles | لا لن نقوم بمسابقة تقبيل المؤخرات لا بد من وجود طريقة أخرى |
Bunun için daha iyi bir yol olmalı diye düşündük | TED | لذلك قلنا، يجب أن يكون هناك طريقة أفضل للقيام بذلك. |
Daha fazla para kazanmanız için bir yol olmalı. | Open Subtitles | لابد أن هناك طريقة للحصول على المزيد من المال |
Bay Willowbrook bu mağaraların önemini herkesten daha iyi anlıyorum ama Luthor Şirketi ile birlikte geçinebileceğiniz bir yol olmalı. | Open Subtitles | سيد ويلبروك أنا أعرف أهمية هذه الكهوف أكثر من أي شخص آخر لكن لابد من وجود طريقة تتعايش بها في سلام مع مؤسسة لوثر كورب |
Oralarda başka bir yol olmalı . | Open Subtitles | تقنيو غرفة التحكم لابد أن يكون هناك طريق آخر هناك |
Başka bir yol olmalı. | Open Subtitles | حسناً , لابدّ من وجود طريقة أخرى |
Başka bir yol olmalı. | Open Subtitles | لابد من وجود طريق أخر |
Onları birleştirecek bir yol olmalı. | Open Subtitles | هو هذه الرموز لابد وأن هناك طريقة لربطها ببعضها |
Her şeyi paramparça etmeden de sorumluluk alabileceğin bir yol olmalı. | Open Subtitles | حسنا، لا بد أن تكون هنالك طريقة لأخذ المسئولية.. بدون إفساد كل شيء |
Demek ki, çaldıkları bilgileri onlara karşı kullanabileceğimiz bir yol olmalı. | Open Subtitles | لذا، لابد أن تكون هناك طريقة ما لإستخدام المعرفة التي اكتسبوها لهزمهم |
Ciğerlere daha çok kan götürecek bir yol olmalı. | Open Subtitles | يجب أن تكون هناك طريقة لإمداد الرئتين بالمزيد من الدماء. |
Bekle, bekle. Başka bir yol olmalı. | Open Subtitles | مهلًا, مهلًا, مهلًا يجب أن تكون هناك طريقة أخرى |
Karaciğerine zarar verip, böbreklerini çöpe atalım. Daha iyi bir yol olmalı. | Open Subtitles | سندمر كبده و كليتيه لا بد من وجود طريقة أفضل |
İşler gizli kapaklı yürütülüyor ama sonuçta alıcılarla satıcıların birbirine ulaşması için bir yol olmalı. | Open Subtitles | ،إنه سري لكن لا بد من وجود طريقة للاتصال بالمشترين مع البائعين |
Minnettarlığımı göstereceğim bir yol olmalı. | Open Subtitles | لا بد من وجود طريقة لأظهر بها تقديري |
Bu düğünü durdurabileceğim bir yol olmalı. | Open Subtitles | يجب أن يكون هناك طريقة لكي أوقف حفل الزواج |
Onu aşıp hatırlamasını sağlamak için bir yol olmalı ama. | Open Subtitles | يجب أن يكون هناك طريقة لنتمكن من جعله يتذكر |
İnsanları bizim tarafımıza çekecek bir yol olmalı. | Open Subtitles | يجب أن يكون هناك طريقة للحصول على الناس للانضمام الي جانبنا. |
Biletleri almak için farklı bir yol olmalı değil mi? | Open Subtitles | لابد أن هناك طريقة اخرى للحصول على تذاكر ، أليس كذلك ؟ |
Senin bir sürü avukatın var beni bu oyundan çıkartabilecek bir yol olmalı. | Open Subtitles | لابد أن هناك طريقة تخرجني من المسلسل |
Pekala, buradan çıkmak için bunu kullanabileceğimiz bir yol olmalı. | Open Subtitles | لابد من وجود طريقة هنا نستطيع إستعمالها للخروج أو على الأقل أطلبي لي البيتزا فأنا جائعة |
O ağacı geri almak için bir yol olmalı. | Open Subtitles | لابد من وجود طريقة لإستعادة الشجرة |
buradan çıkacak bir yol olmalı. Ben onu bulacağım. | Open Subtitles | يجب أن يكون هناك طريق للخروج سوف أجده |
Daha kolay bir yol olmalı. | Open Subtitles | لابد أن يكون هناك طريق أسهل. |
Bob, Hector'un dosyalarına ulaşmak için bir yol olmalı. | Open Subtitles | بوب)، لابدّ من وجود طريقة) (لإستخراج أوراق التأشيرة لـ(هيكتور |
Amitabha endişelenme majesteleri bir yol olmalı. | Open Subtitles | يا (اميتابها) لا تقلق جلالتك , لابد وأن هناك طريقة ما لفعل شيء |
Her şeyi paramparça etmeden de sorumluluk alabileceğin bir yol olmalı. | Open Subtitles | حسنا، لا بد أن تكون هنالك طريقة لأخذ المسئولية.. بدون إفساد كل شيء |