"bir yol yok" - Translation from Turkish to Arabic

    • ليس هناك طريق
        
    • يوجد طريق
        
    • ليس هنالك طريقة
        
    • لا توجد طريقة
        
    • لا توجد وسيلة
        
    • ليست هناك وسيلة
        
    • يوجد طرق
        
    • يوجد طريقة
        
    • هناك طريقه
        
    • من طريقة
        
    Ama dürüst olmak gerekirse bu konuda başka bir yol yok. TED لكن، بكل صراحة، في هذه القضية، ليس هناك طريق آخر.
    Büyük ihtimalle, içeri giren ve dışarı çıkan başka bir yol yok. Open Subtitles بالتأكيد ليس هناك طريق آخر للدخول أو للخروج
    Geri dönebileceğimiz başka bir yol yok mu? Open Subtitles آلا يوجد طريق أخر يمكننا أن نعود من خلالة ؟
    Tek söylemek istediğim bu tip şeyleri kafandan atmandan daha iyi bir yol yok. Open Subtitles كلّ ما أقوله أن ليس هنالك طريقة ألطف للقيام بهذه الأمور
    Ancak bunu çözmek için bir yol yok. TED ولكن لا توجد طريقة واحدة لحل تلك المشكلة.
    Başka bir yol yok. Hepsi bu! Open Subtitles لا توجد وسيلة أخرى، هذه هي الوسيلة الوحيدة!
    onun hayatını kurtarmak istiyorsan, başka bir yol yok. Open Subtitles ليست هناك وسيلة أخرى إذا أردتِ إنقاذ حياته.
    Buradan kuzeye giden bir yol yok, bilesiniz. Open Subtitles أتعرف، لا يوجد طرق للشمال
    Yani toksit seviyelerini belirlemek için hiç bir yol yok. Open Subtitles عندها لا يوجد طريقة لتقرير مستويات تسممه
    Kararını değiştirmek için bir yol yok mu? Open Subtitles .. بالتأكيد هل هناك طريقه أخرى لتغيير رأيك ؟
    Evet, kumanda odası 200 fit kuzeyde ancak doğrudan bir yol yok.. Open Subtitles نعم ، غرفة التحكم على بعد 200 قدم ولكن ليس هناك طريق مباشر إليها
    Arkadaşların için başka bir yol yok. Open Subtitles ليس هناك طريق آخر لتحرير اصدقائك
    Batıdan içeri girmek için iyi bir yol yok. Open Subtitles ليس هناك طريق جيد للدخول من الغرب
    Giriş panelleri dışında kapı, ya da başka bir yol yok değil mi? Open Subtitles - الآن، ليس هناك طريق آخر، لا أبوابَ... لا طريقَ آخرَ في أَو خارج إلا من خلال لجان وصولِ. - هَلْ ذلك الصحيحِ؟
    Tüm bunları pas geçebileceğimiz başka bir yol yok mu? Open Subtitles الا يوجد طريق اخر لتجاوز كل هذا ؟
    Başka bir yol yok mu? Open Subtitles وهناك إزدحام شديد. ألا يوجد طريق آخر؟
    Artık başarmak için yanlış veya doğru bir yol yok, balım. Open Subtitles ليس هنالك طريقة صحيحة أو خاطئة للنجاح، عزيزتي
    Hayır, kolay bir yol yok. Open Subtitles ليس هنالك طريقة للدخول
    Başka bir şekilde,kendimi Shane'e karşı korumam için bir yol yok mu? Open Subtitles بخلاف هذا ، لا توجد طريقة لأدافع فيها عن نفسي ؟
    Ne yazık ki, bunun çevresinden de bir yol yok. Open Subtitles للأسف، لا توجد وسيلة للتغلب على هذا.
    Koordinatlarına bakıyorum, başka bir yol yok. Open Subtitles أنا أبحث في الإحداثيات الخاصة بك لكن ليست هناك وسيلة أخرى
    Biz kadınların çıkışı bulabileceği başka bir yol yok mu? Open Subtitles ألا يوجد طرق أخرى لنا؟
    Ama yumurta olmadan kubbenin döngüsünü tamamlaması için başka bir yol yok. Open Subtitles ،ولكن بدون البيضة لا يوجد طريقة للقبة لتُكمل دورها
    Ona ikinci şans vermen için bir yol yok mu? Open Subtitles هل هناك طريقه لكي تعطيها فرصة ثانيه ؟
    Ve bu yüce tanrıçayı somutlaştırmak için Galton kutusundan daha iyi bir yol yok. TED وليس هناك من طريقة لتجسيد تلك الإلهة الأرفع أفضل من لوح غالتون.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more