"bir yoluydu" - Translation from Turkish to Arabic

    • وسيلة
        
    • كانت طريقة
        
    Çeteyi yürütenler açısından görünüşe göre çok fazla para kazanmanın harika bir yoluydu. TED وللأشخاص الذين يديرون العصابة، كانت وسيلة ممتازة للحصول على المال.
    Sanırsam James Baldwin'e yakın hissetmemin nedeni, bu boşluğu doldurmanın ve ırk bakımından bilinçli hissetmenin bir yoluydu. TED ولذلك أعتقد أنني لجأتُ إلى جميس بالدوين، بوصفها وسيلة لسد هذه الفجوة وبوصفها وسيلة للشعور بالوعي العنصري.
    Büyürken neler hissettiğimi göstermenin bir yoluydu. Open Subtitles كانت وسيلة للتعبير عن إحساسي إثناء نشأتي
    Bu, ülkesinde istikrar oluşturmanın acımasızca bir yoluydu. Open Subtitles كانت طريقة قاسية جداً لتحقيق الاستقرار في بلاده
    Tekamüle ulaşmanın yaramaz bir yoluydu, ama biz onu kabullendik, çünkü hepimiz onu anladık, ve hatırlabildiğim kadarıyla ilk defa bu yolsuzluğa karşı büyük çaplı kitlesel protestolar vardı. TED كانت طريقة سيئة للحصول على النضج، ولكن حصلنا عليها، لأننا جميعاً فهمناها، و للمرة الأولى التي أستطيع فيها أن أتذكر، كانت هناك احتجاجات جماهيرية ضد هذا الفساد.
    Kendi parasını kazanmasına izin vermenin bir yoluydu. Buna gücüm yetiyordu. Open Subtitles كانت طريقة لجعله يجني نقوده الخاصة
    İtfaiyeye saldırdılar önce bize bunun duygusal bir saldırı olduğunu düşündürmek için ama gerçekten, kıza ulaşmanın bir yoluydu. Open Subtitles هاجموا محطة الاطفاء محاولينَ جعلنا نعتقدُ أن الامر كان ضربة عاطفية ضدنا لكن في الحقيقة كان مجرد وسيلة للوصول ألى أليها
    Burası, bu ikisini de başarmamın bir yoluydu. Open Subtitles هذا المكان كان وسيلة لي للقيام بالعملين معاً
    İnternet de oldukça gerçekti. Bu insanların birbiriyle iletişim kurmalarının çok gerçek bir yoluydu. TED شبكة الإنترنت أيضاً كانت واقِعاً. هذه وسيلة حقيقية للبشر لكي يتواصلوا مع بعضهم البعض . . . إنها صفقة كبيرة.
    Bu sadece hissettiklerimi ispatlamamın bir yoluydu Open Subtitles هذه وسيلة كي أثبت شعوري تجاهها
    Zaman öldürmenin iyi bir yoluydu bu. Open Subtitles إنها وسيلة جيدة لتضييع بعض الوقت
    Sadece fazladan para kazanmanın bir yoluydu. Open Subtitles فقط وسيلة لجني بعض المال الإضافي
    Avon Barksdale herkese ne kadar zeki olduğumu göstermenin bir yoluydu ve bu departmanın ne kadar salak olduğunu. Open Subtitles كان (آيفون باركسدايل) مجرّد وسيلة لأبرهن للجميع عن مدى ذكائي وعن مدى سوء مركز الشرطة هذا كل شيء
    Kovalamacayı sonlandırmanın güzel bir yoluydu, Bones, tamam mı? Open Subtitles -هذه وسيلة رائعة للوصول إلى المغزى ، يا (بونز )
    Ve belki gözler Nikki üzerinde güç sahibi olmanın bir yoluydu. Open Subtitles ولربّما العيون كانت وسيلة لإمتلاك سيطرة على (نيكي)
    Bu elveda demenin bir yoluydu sadece. Open Subtitles لقد كانت طريقة لقول الوداع بطريقة حسنة
    Onunla bağ kurmanın bir yoluydu, işe de yaradı. Open Subtitles و كانت طريقة ربط ناجحة و أفلحت
    Bu, kimin girip çıktığını kontrol etmenin bir yoluydu. Open Subtitles كانت طريقة لمعرفة من يدخل ومن يخرج.
    Torunlarımla birlikte olmamın güzel bir yoluydu. Open Subtitles كانت طريقة جيّدة لمجاراة أحـفـادي.
    Beni ne kadar sevdiğini anlatmanın, kendince bir yoluydu işte. Open Subtitles كانت طريقة ليعبّر لي.. عن مدى حبّه لي

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more