"bir zaman gelecek" - Translation from Turkish to Arabic

• وستأتي لحظة
• سيأتي الوقت
• سيأتي وقت

Bir zaman gelecek, yeniden bir şeyi isteyeceğim ve kendimi bu hale düşürmeyeceğim.
وستأتي لحظة أريد بها شيئاً ما مجدداً... لحظة لن أرضَ لنفسي أن تكون في هذه الحالة, ولكنها لم تحن

Bir zaman gelecek, yeniden bir seyi isteyecegim ve kendimi bu hale düsürmeyecegim.
وستأتي لحظة أريد بها شيئاً ما مجدداً... لحظة لن أرضَ لنفسي أن تكون في هذه الحالة, ولكنها لم تحن

Bir zaman gelecek, yeniden bir şeyi isteyeceğim ve kendimi bu hale düşürmeyeceğim.
غريب أطوار وستأتي لحظة أريد بها ‎. ‎.

Öyle Bir zaman gelecek ki oğlum, beni tanıdığına pişman olacaksın.
سيأتي الوقت الذي عنده ستتمني الا تقابلني فيه

Tutku dolu hayallere dalmakta bir sakınca yok ama öyle Bir zaman gelecek ki, büyüyeceksiniz ve donunuzu indirecek düzgün bir adam bulmanız gerekecek.
أنصتوا , من الجيد أن تبتهجوا بعد القبلة ولكن سيأتي وقت يتحتم عليكن أن تنضجوا وتجدن الشخص المناسب وتخلعون رداء العفة

O adamı görmeye devam edebilirsin ama öyle Bir zaman gelecek ki bir müşteriyi korumak için ona yalan söylemek zorunda kalacaksın.
ولكن سيأتي الوقت الذي تكذبين فيه عليه من أجل حماية أحد الموكلين، ونحن لا نكذب على الصحفيين

İhtiyatın onu kötülükten koruyacağı inancında ama öyle Bir zaman gelecek ki tamamen ölümlü olduğunu anladığında onu korumak bize düşecek ama onu bu çadırdan koruyamam.
يعتقد أن العناية الإلهية ستحميه من الأذى و لكن سيأتي الوقت الذي يعلم فيه أنه فانٍ للغاية و أنه علينا نحن حمايته

Harry Potter'a bir şey söylenmesi gereken Bir zaman gelecek.
سيأتي الوقت الذي يجب إخبار (هـاري بوتر) فيه بأي شييء.

Öyle Bir zaman gelecek ki, yeniden beşinci yılınızda olmak isteyeceksiniz.
أعني, سيأتي وقت حين تتمنون العودة إلى السنة الخامسة مجددا

Öyle Bir zaman gelecek ki hepimiz bir gün öleceğiz.
أردت فقط أن أقول أنه سيأتي وقت سنكون فيه جميعاً أمواتاً

Bir zaman gelecek ve hepimiz bileceğiz bütün bu acılar ne içindi.
سيأتي وقت , عندما كلنا نعرف لماذا لماذا تحدث هذه المعاناة