| Bende bunun diğer ailemi ziyaret etmek için harika bir zaman olduğunu düşündüm. | Open Subtitles | إني أعتقد أنه وقت مثالي لزيارة عائلتي الثانية |
| Bunu senin için zor bir zaman olduğunu biliyorum, ama bir tavsiye vereyim; | Open Subtitles | أعرف أنه وقت عصيب لك، لكن كنصيحة، |
| Bunun görünmek için çok kötü bir zaman olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | لا, اشكركِ أعرف أن هذا وقت عصيب بالنسبة لي لاظهر |
| Bunun berbat bir zaman olduğunu biliyorum, fakat Başkan aradı ve gitmem gerekiyor. | Open Subtitles | أعرف أن هذا وقت غير مناسب، ولكن الرئيس اتصل بي ولابد أن أغادر |
| Bunun hepimiz için duygusal bir zaman olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنّ هذا وقتاً مؤثراً لجميعنا |
| Açıklaması zor. Ayrılmam için uygun bir zaman olduğunu bilin yeter. | Open Subtitles | يصعب التفسير، لنقل أنه الوقت المناسب لرحيلي |
| Yani şu anın iyi bir zaman olduğunu düşünmüyorum. | Open Subtitles | أناأعني... لا أعتقد أن الآن هو الوقت المناسب |
| Ama şu anda doğru bir zaman olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | ولكن، لا أعرف لكن أظن بأنه ليس الوقت المناسب |
| Bunun doğru zaman olmadığını, hatta çok kötü bir zaman olduğunu biliyorum fakat bu umurumda değil. | Open Subtitles | أعلم أنه ليس الوقت المناسب لفعل هذا في الحقيقة ، أنه وقت فظيع لفعل هذا الأمر... .. |
| Çocuklar bunun sihirli bir zaman olduğunu düşünür. | Open Subtitles | الأطفال يفكرون فيه على أنه وقت ساحر |
| Kötü bir zaman olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أعلم أنه وقت غير ملائم. |
| Bunun çok zor bir zaman olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنه وقت عصيب جداً عليكِ |
| - Bunun çok zor bir zaman olduğunu... | Open Subtitles | نعرف أنه وقت صعب جداً... |
| Sana sadece bunun harika bir zaman olduğunu söylemek istemiştim. | Open Subtitles | أردت إخبارك فحسب أن هذا وقت رائع بالنسبة لك |
| tüm bunları konuşmak için zor bir zaman olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أن هذا وقت عصيب للتحدث بشأن تلك الأمور. |
| tüm bunları konuşmak için zor bir zaman olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أن هذا وقت عصيب لأتحدث معكِ بشأن هذا |
| Ben sadece erkek erkeğe konuşmak için uygun bir zaman olduğunu söylüyorum. | Open Subtitles | مدرس ماده الصحه يقول أن الاساءه يتم توارثها أنا فقد أقول أن هذا وقت جيد للتحدث |
| Bunun sizin için zor bir zaman olduğunu biliyorum, ancak size bir kaç soru soracaktım. | Open Subtitles | أعرف أن هذا... وقت صعب عليكِ لكن أود أن أسألكِ بعض الأسئلة |
| Zor bir zaman olduğunu biliyoruz, Nicole ancak Pedro Vasquez hakkında konuşmamız gerekiyor. | Open Subtitles | نحن نعلم أنّ هذا وقتاً عصيباً، (نيكول)، لكن لدينا بعض الاستفسارات عن (بيدرو فاسكيز). |
| Bunun bu konuşmayı yapmak için doğru bir zaman olduğunu sanmıyorum | Open Subtitles | و لا أظن أنه الوقت المناسب لتلك المحادثة. |
| ..biliyordum, o yüzden de üçümüzün göle gitmesi için bunun, harika bir zaman olduğunu düşündüm ve.. | Open Subtitles | أن الآن هو الوقت المثالي لنذهب ثلاثتنا إلى البحيرة وإشتريت لـ(إم. |
| Beni ziyaret etmen için doğru bir zaman olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | أعتقد بأنه ليس الوقت المناسب للزيارة |