| Elbette, San Fransisco mühendisleri ve California Üniversitesi'ndeki bilim insanları birbirilerini tanıyorlardı ve işlerinden haberdardılar. | TED | وبالطبع فإن المهندسين في سان فرانسيسكو والعلماء في جامعة كاليفورنيا يعرفون بعضهم ويعرفون مجال عمل بعضهم البعض. |
| dengeliyiciler vardir. Amerika, Avrupa Çin ve Japonya birbirilerini dengeleybilirler. | TED | هناك دول توازن القوة الاقتصادية. الولايات المتحدة وأوروبا، اليابان والصين، باستطاعتهم موزانة بعضهم البعض. |
| İki Hristiyan kralı ve ordularının birbirilerini yok etmesinden... düşmana daha fazla avantaj sağlayabilecek olan şey nedir ki? | Open Subtitles | سنعطى راحة كبيرة للاعداء حين يرون ملكين مسيحيين و جيوشهم المسيحية يقطعون بعضهم البعض اربا |
| Bir erkek ve kadını birbirlerinden hoşlanır vaziyette görürsen ya da birbirilerini hiç de tanımaz halde, bu demekt-- | Open Subtitles | عندما الرجل بإمرأة يُعجبان ببعضهما أو أنهم لا يعرفان بعضهما أبدًا |
| Çocukluktan beri birbirilerini sevdiklerini bilmiyordum ama bu akla yatkındı. | Open Subtitles | لم أكن أعلم أنهما مُعجبان ببعضهما منذ الطفولة، ولكن هذا منطقي. |
| Daha önce de birbirilerini öldürmeyi denemişlerdi. | Open Subtitles | هم مجرّبون قريب جدا للقتل بعضهم البعض مرّة. |
| birbirilerini tanımadıklarını iddia eden iki kişi tarafından kelimesi kelimesine, birebir aynı şekilde anlatılmış aynı hikaye. | Open Subtitles | نفس القصة بالضبط رويت بنفس الطريقة من قِبَل رجلين يدعون أنهم لا يعرفون بعضهم البعض |
| İnsanların bazen birbirilerini böyle öldürdüklerini biliyorum. | Open Subtitles | لا اعرف احياناً البشر فقط يقتلون بعضهم البعض |
| - Hayır, romantizm departmanında işimin bittiğini söylediğimi biliyorum, ama bu son birkaç günde, çiftlerin savaş alanlarında birbirilerini bulmalarına yardım ettim ve... | Open Subtitles | أني انهيت فصل الرومانسية لكن خلال تلك الأيام الأخيرة ساعدت ثنائيات في العثور علي بعضهم البعض في منطقة الحرب |
| birbirilerini tanımadıklarını iddia eden iki kişi tarafından kelimesi kelimesine, birebir aynı şekilde anlatılmış aynı hikaye. | Open Subtitles | كلمة بكلمة, نفس القصة بالضبط رويت بنفس الطريقة من قِبَل رجلين يدعون أنهم لا يعرفون بعضهم البعض |
| Gülümsüyor olmaları birbirilerini öldürmek istemediklerini göstermez. | Open Subtitles | فقط لأنّهم يبتسمون هذا لا يعني أنّهم لا يرغبون بقتل بعضهم البعض |
| Her zaman birbirilerini severler ve nefret ederler. | Open Subtitles | يكرهون ويحبون بعضهم البعض طوال الوقت. |
| birbirilerini seviyorlar veya ne derseniz işte. | Open Subtitles | قويّ بصمغ ببعضهما أذرعما ألصقا وقد |
| birbirilerini seviyorlar veya ne derseniz işte. | Open Subtitles | وقد ألصقا أذرعما ببعضهما بصمغ قويّ |