Bir bireye karşı duyduğumuz sempatinin genişletilerek o kişinin olduğu gruba da yayılabilmesi mümkün. | TED | فمن الممكن توسيع شفقتنا على فرد، يمكن أن تنتشر للمجموعة التي ينتمي إليها هذا الفرد. |
Sadece bireye odaklanan tıbbi modelden uzaklaşan bir değişim. | TED | وهذا التحول هو انتقال من النموذج الطبي الذي يركز فقط على الفرد. |
Âşıkken reddedildiğinizde, sadece romantik aşk duygularına garkolmazsınız, o bireye derin bir bağlılık hissedersiniz. | TED | عندما يتم رفضك في الحب، لن تغمر فقط بمشاعر الحب الرومانسية، ولكنك ستشعر بتعلق عميق بهذا الفرد. |
Sonuç olarak endüstriyel ekonomiden bu bahsettiğimiz bireye doğru ilerledik. | TED | لذا، فقد أنتقلنا من الإقتصاد الصناعي لذلك الشخص الفرد. |
Yine de bireye saygı gereklidir. Birey bir grubun hizmetindedir. | Open Subtitles | كرامه الفرد تحترم هنا الفرد فى خدمه المجوعه |
Son olarak bakıcı rolünde olduğunu düşündüğümüz bireye seslenip öne çıkmasını ve bize yardım etmesini istiyoruz. | Open Subtitles | و نرغب بمناشدة هذا الفرد و الذي نظن ان مهامه هي العناية ان يتقدم و يسمح لنا بالمساعدة |
"...devlet tarafından doldurulmuş, bir bireye verilen zararlardan dolayı..." | Open Subtitles | و مقدمة من قبل الدولة عن الضرر المتحمل من قبل الفرد |
Normal birisi 7.4 bireye 2.250 kelime söyleyecek. | Open Subtitles | "متوسط ما يقولهُ الفرد هوَ 2250 كلمة" "لـ 7.4 أشخاص آخرين" |
Bazen sadece bir bireye yatırım yapmak, mesela tanıştığınız ahbaplara, iş arkadaşlarına destek olmak özellikle Afrika'da muazzam bir değişim sağlayabilir. Çünkü Afrika'da birey genellikle sırtında bir sürü insanı taşır. | TED | وكثيرا ما يكون مجرد الإهتمام بالفرد ، بالأشخاص الذين تقابلهم ، برجال الأعمال ، يمكن ان يحدث فرقاً كبيرا، خاصة في افريقيا ، لأنه عادة ما نجد ان الفرد في افريقيا يحمل عىل عاتقه مسئولية الكثير من الناس. |