bu zavallı işçi kızcağıza tüm birikimlerini kaybettiğimi mi söyleseydim? | Open Subtitles | أخبر إلهة الحب العامله فينوس أنني ضيعت مدخرات حياتها؟ |
Beyaz cüceler yaşam birikimlerini emekli bir yıldızken harcıyor. | Open Subtitles | لذلك حالما تبدأ بإنفاق مدخرات حياتها تصبح نجم متقاعد |
Çalışkan insanların, unutmak için içmek uğruna tüm birikimlerini israf edeceği yeteri kadar yer yoktu sanki? | Open Subtitles | ألا تملك الدولة حتى الآن أماكن كافية للأشخاص المجدين ليبتدوا مدخرات عمرهم بينما يشربون للنسيان |
Çocuklarını felç bırakıp, ailelerini daha da yoksulluğa sürükler. Çünkü aileler umutsuzca araştırıp, sahip oldukları küçük birikimlerini, umutsuzca, çocuklarına bir tedavi bulmak için boş yere harcıyorlar. | TED | و يصيب أطفالهم بالشلل، و يجر عوائلهم، أكثر نحو الفقر و الحرمان لأنهم يبحثون بعناء و يصرفون القليل المتبقي من مدخراتهم يحاولون بأقصى قدراتهم ليجدوا علاجا لأطفالهم. |
Uygulamaları yüzünden 5 bin işçisi tüm birikimlerini kaybetti. | Open Subtitles | خمسة آلاف موظف مِنْ موظفيه فقدوا مدّخرات حياتهم نتيجة لأعماله |
Döndüğünde ise birikimlerini ipek ve altın külçeleriyle takas etti. | Open Subtitles | و عندما عاد حول مدخراته الى سبائك ذهبية و حرير. |
Kaynanam gibi. birikimlerini bu adam yüzünden kaybetti ve artık benimle yaşıyor. | Open Subtitles | مثل حماتي ، خسرت مدخراتها بسبب ذلك الرجل |
Isaac'in ailesi birikimlerini babama vermiş. | Open Subtitles | والدا ايزيك استثمروا مدخرات حياتهم مع والدى |
Bana güvenip de birikimlerini emanet edenler her şeylerini kaybedecekler. | Open Subtitles | الناس الذين وضعوا ثقتهم في، سيخسرون مدخرات حياتهم. |
Bütün bu insanların, sahip oldukları tüm birikimlerini hibe etmelerinin sonucu mu bu? | Open Subtitles | هل كان فقط من خلال التبرعات كل مدخرات الحياة هؤلاء الناس؟ |
Ailem bütün birikimlerini harcadı. | Open Subtitles | لقد وفروا لوالدى مدخرات لكل حياتهم |
Belki içine birikimlerini doldurmuştur. | Open Subtitles | ـ ممكن أن تكون صرفت مدخرات عمرها |
Ama milletin birikimlerini çalınca üst düzey yönetici oluyorsun. | Open Subtitles | -إذا سَرقتِ مدخرات شخص ما فستُصبحين الرئيسالتنفيذيللشركة. |
Bu, insanların sadece oyunda kalabilmek için, borcu artırması, birikimlerini tüketmesidir. | TED | هذه هى توسعات الناس فى الديون، أخذت مدخراتهم معها، لمجرد البقاء فى اللعبة. |
Çoğu DAC vatandaşı çoktan birikimlerini çevirdiler. | Open Subtitles | استبدل معظم مواطني الجهورية مدخراتهم ببدائل غير نقدية |
Çoğu DAC vatandaşı çoktan birikimlerini çevirdiler. | Open Subtitles | استبدل معظم مواطني الجهورية مدخراتهم ببدائل غير نقدية |
Müşterilerinin birikimlerini hortumladığını iddia ediyorlar. | Open Subtitles | يدّعون بأنّه يحتال على زبائنه خارج مدّخرات حياتهم |
O da birikimlerini kirayı ödeyip annesini desteklemek için harcadı. | Open Subtitles | لذا فقد اضطر أن يدفع مدخراته للإيجار ولينقذ امه من الإفلاس |
Emekli aylığını hakkedene kadar, bütün birikimlerini harcamak zorunda kalacak. | Open Subtitles | وستقوم بالانفاق من مدخراتها حتي تُطرد من سكنها |
Charlotte soygunundan sonra, Prens bu ülkede bulunan, kasalarındaki tüm birikimlerini geri çekmiş. | Open Subtitles | بعد عملية الأقتحام . . الأمير سحب كلّ ملكياته من جميع صناديق المؤتمنات بالبلاد |
Ve bu bariyerin altındaki kişilere Kapı Dışarı diyeceğim, çünkü gerçekten bilgi birikimlerini dünya ile paylaşma sürecinin dışında kalıyorlar. | TED | وسأقوم بتسمية أؤلئك الناس تحت الحواجز الرافضة، لأنهم مبعدون حقاً خارج عملية أن يقدروا على تقاسم معرفتهم مع العالم. |