Gemiyi hafifletmek zorunda kalacağız, yani Birimizin geride kalması lazım. | Open Subtitles | يجب أن نخفف وزن السفينة، مما يعني وجوب بقاء أحدنا |
Diyelim ki kafana silah dayadılar. Birimizin Ayaklara Kapanan olduğunu söylemek zorunda kaldın. | Open Subtitles | لنقل أن هناك مسدس موجه لرأسك وعليك أن تقولي أن أحدنا هو الواصل |
Birimizin bu cihazı güvenlik görevlisinin erişim kartına yaklaştırması gerekiyor. | Open Subtitles | على أحدنا أنْ يقرّب هذا الجهاز إلى بطاقة دخول الحارس |
Bu salonda 600 kişi varmış gibi görünebilir; ama aslında çok daha fazla kişi var burada çünkü her Birimizin çok sayıda farklı kişiliği var. | TED | تبدو هذه الغرفة وكأنها تحوي 600 شخص ولكن في الحقيقة يوجد اكثر من هذا العدد لان كل واحد منا يملك عدة شخصيات في نفسه .. |
Her Birimizin kaçınılmaz bir şekilde o korkunç günahı işlemesi gereken an gelir. | Open Subtitles | لنا ولكل واحد منا سنضطر لمواجهة اللحظة عندما نضطر للقيام بذلك الذنب الرهيب |
Dışarıdaysa, silahı da varsa, Birimizin kurşunu yemesi işten bile değil. | Open Subtitles | ان كان موجوداً هناك ولديه مسدس على الارجح سيتلقى احدنا رصاصة |
Sadece birimizden nefret etmesi gerekiyor. Olayı sadece Birimizin yapması gerekiyor. | Open Subtitles | كُرهنا هو الشيء الوحيد الذي تحتاجه، على أحدنا القيام بالمأثرةِ الفعليّة. |
Bebek olayı yüzünden. Sanırım Birimizin ileri çıkmasının vakti geldi. | Open Subtitles | هذا يتعلق بأمر الطفل وأعتقد أنه حان وقت تدخل أحدنا |
Eğer Birimizin başına bir şey gelecek olursa, diğeri kasayı boşaltabilecekti. | Open Subtitles | إذا ما تعرض أحدنا لمكروه، يقوم الآخر بإفراغ محتويات هذا الصندوق |
Sanırım Birimizin izleri takip etmek için şeytana ihtiyacı yok. | Open Subtitles | أعتقد بأن أحدنا لا يحتاج إلى شيطان ليتعقب أثر دليل |
Birimizin yolunu değiştirmesi gerek ve bence bu sen olmalısın. | Open Subtitles | على أحدنا تغير طرقنا وأعتقد أنه يجدر أن يكون أنت |
- Tamam, söyleyeceğini söyledin. Gayet açık. Birimizin, bunu bitirecek cesaretinin olmasına sevindim. | Open Subtitles | حسناً لقد أوضحت فكرتك بشكل جليّ أنا مسرورة أن أحدنا جرئ كفاية لينهي ذلك |
Eğer buraya gelirlerse her Birimizin neler yapabileceğini ortaya dökmeye çalışabiliriz. | Open Subtitles | ..لعلنا نستطيع أن نخمن ما يفعل كل واحد منا إذا أتوا.. |
Her Birimizin, hükümetler ve teknolojinin insanlara hizmet ettiği ve bunun tersine izin verilmeyen bir dünya kurmak için üstlenmesi gereken çok önemli rolleri var. | TED | كل واحد منا لديه دور أساسي ليؤديه في بناء العالم الذي تخدم فيه الحكومات والتقنية أفراد هذا العالم وليس العكس. |
Her Birimizin yaptığı iş, bizim bireysel becerilerimiz, | TED | كل وظيفة لديه واحد منا لديه مهاراتهم الفردية الخاصة. |
Öyle demeyin, hepimiz çuvalladık... ve tüm yükü Birimizin taşıması için hiç sebep yok. | Open Subtitles | هيا يا سيدى, لقد فشلنا جميعا وليس هناك سبب لكى يتحمل احدنا العبء كله وحده |
Evet ama böylesi değil. Birimizin birşeyler yapmasını isterdi. | Open Subtitles | نعم ، ولكن ليس مما ذكرتم ، وانما يقوم احدنا بعمل شاهد على قبرها |
Eğer dikkatini çekebilirsem Birimizin hala içeride olduğunu sanacak. | Open Subtitles | لو استطعت ان اجعله يلمحني فسيضن ان احدنا لا يزال في المنزل |
biraz öğrenim görmeden hiç Birimizin yarışa girmesine izin vermemeye karar verdiler. | Open Subtitles | وخطيره جداً, لا يمكن لأحدنا ان يقود فيها مالم نتعلم قليلاً اولاً |
Birimizin hala işinin olması güzel. | Open Subtitles | من الجيد رؤية أن إحدانا لازال لديها عمل. |
Tajfel soykırımda gördüğümüzün her Birimizin içinde olan normal psikolojik sürecin yalnızca abartılı bir tezahürü olduğunu söyledi. | TED | قال تاجيفل بأن ما نراه في الهولوكوست مجرد تهويل لعمليات نفسية طبيعية توجد في كل فرد منا |
Her Birimizin hayatı sekteye uğrayacak, bu bir teşhisin paraşüt ipini açmasıyla da olsa bizi yere seren herhangi başka bir çeşit kalp kırıklığı veya travmayla da. | TED | إن كل واحد منّا يعيش حياته على مراحل، حين يفاجئنا التشخيص بمرض ما أو نصاب بفجيعة أو اضطراب يطرحنا أرضًا. |
Birimizin gözü açık olsa olmaz mıydı? | Open Subtitles | أجل، ألاّ يجب أن يكون واحداً منا غير معصوب العينين ؟ |
Yine de, herhangi Birimizin öldürecek kadar ondan nefret ettiğini sanmıyorum. | Open Subtitles | ورغم ذلك أشك فى ان احد منا كان يحتقره لدرجة قتله |
Her Birimizin umut ve hayalleri kanlarımızın dökülmemesi üzerine kilitlenmişti. | Open Subtitles | كل شخص منا خبأ آماله و أحلامه جانباً حتي لا نفقدها كما نفقد حياتنا |
Bu gece odun yığınları yandığında alevlerin her Birimizin kalplerini saflaştırıp arındırmasına izin verelim. | Open Subtitles | عندما توقد المحرقة هذه الليلة لندع النيران تُطهر كل واحدٍ منا داخل قلبه |
Bilirsin, elbette, Birimizin ölmesi gerek. | Open Subtitles | أنت تعرف, بالطبع، واحد مننا يجب أن يموت. |
Şahsen ben, her Birimizin evrene bir anlam kattığını düşünmeyi tercih ediyorum. | Open Subtitles | شخصيّاً, أُفضّل الإعتقاد بأن كل شخص منا يقوم بمنح المعنى للكون |
Brüksel'de çaresizce tekrar tekrar ortak çözümler bulmaya çalışırken hiç kimsenin, hem de hiç Birimizin daha önce böyle bir krizle uğraşmadığını farkettim. | TED | في بروكسل عندما حاولنا بشدة مراراً وتكراراً أن نوجد حلولاً مشتركة أدركت أن لا أحد منا قد تعامل من قبل مع أزمة مماثلة |