"birinci sınıftaki" - Translation from Turkish to Arabic

    • الدرجة الأولى
        
    • الصف الأول
        
    Her zaman Birinci sınıftaki tuvaletlerin daha büyük olduğunu sanmıştım çünkü insanlar daha şişmandır. Open Subtitles اعتقدت دائماً أنها ستكون أكبر في الدرجة الأولى لأن الناس في الدرجة الأولى أسمن
    Uçak düşerse, Birinci sınıftaki herkes ölecek nasılsa. Open Subtitles إن تحطّمت الطائرة، سيموت ركّاب الدرجة الأولى بأي حال
    Ben Birinci sınıftaki yolcularla konuşacağım. Yarım saat sonra burada buluşalım. Open Subtitles حسناً، سأقوم بالتحدث إلى ركاب الدرجة الأولى المتواجدين في الصالة
    Birinci sınıftaki oyununa gitmiştim. Open Subtitles بالاضافة ، ذهبت إلى مسرحيتها في الصف الأول
    Hiçbir şey değişmemiş Hala Birinci sınıftaki gibiyiz Open Subtitles أرى أن لا شيء تغير لا زلت كما كنت في الصف الأول
    Birinci sınıftaki şu adam kolluğundan TV çıkardı. Open Subtitles الرجل الجالس في مقعد الدرجة الأولى أخرج شاشة تلفاز من مسند الذراع
    Bu tutuklamayı, Birinci sınıftaki herkese ait olabilecek bir terlikteki, kan lekesiyle yapıyorsunuz. Open Subtitles أترغب في إجراء هذا الإعتقال بناء على بقعة دم في الجزء السفلي من نعالٍ يمكن أن ينتمي إلى أي شخص آخر في الدرجة الأولى
    Birinci sınıftaki yolculardan bazılarını tanıyorum. Open Subtitles لقد تعرفت على بعض من تلك الأسماء في الدرجة الأولى
    Birinci sınıftaki insanlar, önden giriş yapma hakları ve nispeten daha temiz koltukları olmasını çok matah bir şey sanıyorlar. Open Subtitles الناس في الدرجة الأولى يظنون أنهم فائزون بركوبهم المبكر ومقاعدهم الأنظف قليلًا،
    Tanrım, Birinci sınıftaki züppeler bana giydirdiler bile. Open Subtitles يا إلهي، الركاب في الدرجة الأولى يرهقوني بالفعل.
    Birinci sınıftaki adamların silahları var. Open Subtitles يا إلهي هؤلاء الذين في الدرجة الأولى لديهم أسلحة
    Birinci sınıftaki yemekleri beğenmeyebilirsin. Open Subtitles في حال لم يعجبك الطعام في الدرجة الأولى
    Birinci sınıftaki Bayan Hyderman'ın bilim müsameresindeki Şimşek Larry değil misin sen? Open Subtitles ألست صاحب أفضل ضربة كرة صاروخية في " هيدرمان " الدرجة الأولى على الإطلاق!
    Birinci sınıftaki öğretmeni Lynn teyzenle birlikte olmuş. Open Subtitles وقد حصلت عمتك لين خروج لها من قبل مدرس الصف الأول.
    - Sen hep çok ciddiydin. Birinci sınıftaki erkek arkadaşınla evlenecektin. Open Subtitles أنت دوماً تأخذين الأمور بجدية كنت تريدين الزواج من صديقك في الصف الأول
    - Birinci sınıftaki en iyi dostuma Open Subtitles أعز صديق لي في الصف الأول

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more