O reçeteleri sadece birine bir iyilik borcum olduğu için yazdım. | Open Subtitles | كتبت تلك الوصفات الطبية فقط لأني ادين إلى شخص بخدمة |
Hayır, hangi birimde olduğunu bilmediğim birine bir not ulaştırmam lazım. | Open Subtitles | لا, أحتاج أن أوصل مذكره إلى شخص ما و لست متأكده هي في أي وحده |
Sevdiği birine bir kez daha veda etmemeli. | Open Subtitles | لا يجب عليها أن تلوح بالوداع مرة ثانية إلى شخص تحبه. ماذا تعني، (لارس)؟ |
Bunu Darryl adındaki birine bir şeyler kanıtlamak için yapıyorsun, benim için değil. | Open Subtitles | أنت تفعل كل هذا لتثبت شيئاً ما الى شخص يُدعى دريل ، وليس لى |
Arkadaşa ihtiyacım var. Bunu Darryl adındaki birine bir şeyler kanıtlamak için yapıyorsun, benim için değil. | Open Subtitles | انت تفعل كل هذا لتثبت شيئا ما الى شخص يُدعى دريل ، وليس لى |
birine bir şey demeye çalışıyor. | Open Subtitles | لا بدّ وأن يعني ذلك شيئاً لأحد ما |
Montgomery o hangara giderken güvendiği birine bir paket göndermiş. | Open Subtitles | قبل أن يذهب (مونتغمري) لحظيرة الطائرات تلك، لقد أرسل طرداً إلى شخص وثق به. |
Duyduğuma göre, teyzem, öldükten sonra birine bir fotoğraf albümü göndermenizi istemiş. | Open Subtitles | -كما يبدو من أن عمتي طلبت منكِ أن ترسلي البوم صوري لأحد ما قبيل وفاتها |
Duyduğuma göre, teyzem, öldükten sonra birine bir fotoğraf albümü göndermenizi istemiş. | Open Subtitles | -كما يبدو من أن عمتي طلبت منكِ أن ترسلي البوم صوري لأحد ما قبيل وفاتها |
Bu birine bir şey ifade ediyor olmalı. | Open Subtitles | لا بد أن ذلك يعني شيئا لأحد ما. |