Yasak bölgedeki binalardan birinin içinde saklandığına inanıyoruz. | Open Subtitles | لدينا سبب قوى للاعتقاد أنه مختبئا فى داخل أحد المبانى فى المنطقة المحظورة |
Bu kutuların birinin içinde senin için anlamı büyük olan bir şey var. | Open Subtitles | داخل أحد هذه الصناديق يوجد عنصر يحمل أهميّة عظيمة لك. |
Joanna bu tabutlardan birinin içinde. | Open Subtitles | جوانا في داخل أحد هذه التوابيت |
O yukarda, tavan arasında ... kutuların birinin içinde olmalı. | Open Subtitles | لابد أنها في العليّة في أحد هذه الصناديق في أحد هذه المئات من الصناديق |
Köle hücrelerinin anahtarı. Çanlardan birinin içinde. Gidelim. | Open Subtitles | المفتاح الى مقر العبيد في أحد أغصان الشجرة فلنذهب |
Bu sıcak taraftan gelmiş olmalı. Sepetlerden birinin içinde. | Open Subtitles | لابد أنه قد أتى من الجانب الدافئ في أحد السلال |
Gerçek bir ilişki içinde olmaktan korkuyorsan o zaman birinin içinde olma. | Open Subtitles | إذا كنت خائف من علاقة حقيقية فلا تكن في واحدة |
Bizim için zaten çok şey yaptın ama Hannah'nın dolabındaki kitaplardan birinin içinde bir şey bulduk ve ne anlama geldiğini bilmiyoruz. | Open Subtitles | لقد قدمت لنا الكثير بالفعل لكننا عثرنا على شيء داخل أحد الكتب التي حصلنا عليها ... من خزانة هانا ، ونحن |
Jack ve ben, emanet sandıklarınızdan birinin içinde... ağabeyimin cinayetinin arkasında kimin olduğunu ispatlayacak... bir kanıt olduğuna inanıyoruz, anlaşıldı mı? | Open Subtitles | جاك) وأنا نعتقد أن هناك دليل داخل أحد صناديق الودائع) سيثبت من يكون وراء قتل أخي؟ |
Peki, ama onu garajdaki kutuların birinin içinde buldum son zamanlarda bolca vakit geçirdiğin yerde yani. | Open Subtitles | حسناً، عثرت عليه في أحد الصنايق الموجود في المرأب حيث تمضين الكثير من الوقت هناك مؤخراً |
Necromancer bu ahırların birinin içinde. | Open Subtitles | مستحضر الأرواح في أحد تلك الأكشاك |
Ben Ho'nun peşindeyim. Şuradaki iki kulübeden birinin içinde. | Open Subtitles | سأذهب لإنقاذ "هو" إنه في أحد هذين الكوخين هناك |
Mulder, onun inşa ettiği oyuncaklardan birinin içinde kısılıp kalmışız gibi konuşuyorsun. | Open Subtitles | مولدر، أنت تتكلّم كما لو أنّنا كلّ المحصورون... في أحد تلك البدع بأنّه بنى. |
Bu kitapların birinin içinde ve ben onu bulacağım. | Open Subtitles | ولكنه في أحد هذه الكتب وسوف أعثر عليه |
O kafeslerden birinin içinde ben ölmüş olsaydım onu öldürür müydün? | Open Subtitles | لو كنت أنا ميتاً ... في أحد تلك الأقفاص هل كنت سقتلته؟ |
Adam hayatını, gizemli noktalara bok atmaya adamış. Şimdi de birinin içinde. | Open Subtitles | هذا الرجل يمضي كل حياته لكشف حقائق المناطق الغامضة ثم يختفي في واحدة منهم |
Bu yüzden, Bernini heykeli onlardan birinin içinde olmalı. | Open Subtitles | إذن فلا بد أن تمثال بيرنيني موجود في واحدة تحمل اسم كهذا. |