"birisi gibi" - Translation from Turkish to Arabic

• كشخص
• مثل شخص ما
• مثل رجل

Çok tuhaf olduğunu biliyorum ama beni korkmaktan çok meraklı birisi gibi düşün.
أعرف أن الأمر غريب لكنكِ صدمتني تبدين كشخص فضولي أكثر من كونك خائفة

Şimdi ne istediğini bilen birisi gibi konuşuyorsun işte.
الآن.. الآن أصبحتي تبدين كشخص يعرف ما يريد.

Sıradan birisi gibi göründüğümü biliyorum ama ben Bilgisayarım.
إنظر أعرف أني أبدو كشخص عادي لكن أنا في الواقع التداخل

Ama utanca karşın, aşina olduğu bir rüyayı görmeye başlayacak birisi gibi hissetti.
لكن على الرغم مِنْ الخزي شَعرتْ مثل شخص ما دُخُل في حلم مألوف الذي أَوْشَكَ أَنْ يَبْدأَ

Sanki aşığının yardımıyla kocasını öldüren birisi gibi görünüyor.
تَبْدو مثل شخص ما لقد قتلت زوجها بالاشتراك مع عشيقها

Bu bana pek de uykudan kalkan birisi gibi gelmedi.
هذا لا يبدو مثل رجل قد استيقظ لتوه من غفوته

Ama böyle edepsiz birisi gibi haksız bir suçlamadan ölemem.
لكنني لاأستطيع الموت بالإتّهام زوراً كشخص بذئ

Odayı normal birisi gibi terkedemez misin sadece?
ألا تستطيع أبدا مغادرة الغرفة كشخص طبيعي ؟

Önemli birisi gibi mi görünmeye çalışıyorsun?
إذن تريد ان تبدو كشخص عالي الشأن أليس كذلك؟

Benim birlikte olabileceğim birisi gibi gözükmelisin.
يجب أن تبدو كشخص يمكننى أن أعيش معه

Sana temiz vicdanlı birisi gibi mi geldi?
أيبدو لك كشخص ضميرة نظيف ؟ -يبدو لي أنه أمر مؤسف

Sana havadan para yağdıracak birisi gibi mi görünüyorum?
هل ابدوا كشخص يجعل السماء تمطر نقودا

Bu tarz yerlere gelecek birisi gibi gelmedin de bana.
أنتِ لا تبدين كشخص يأتي إلى مكان كهذا

Peki, bunu yapacak birisi gibi mi görünüyorum?
حسناً, هل أبدو كشخص قد يفعل ذلك؟

Çünkü işinden nefret ediyorsun ve birisi gibi hissetmek istiyordun.
لأنك تكره العمل في تلك الحانة وتريد الشعور مثل شخص ما.

Şu anda bir şeyler saklayan birisi gibi terliyorsun.
الآن أنت تدرس مثل شخص ما لديه شيء يُخفيه

Mutlu birisi gibi sanırım, anlarsın ya.
أوه، تعرف، مثل شخص ما الذي سعيد، أحزر

Tıpkı bir erkek gibi görünmem, onlardan birisi gibi kokmamı gerektirmez.
فقط لأن أبدو مثل رجل لا يعني بأنني يجب أن أَشتم مثله

Çırak programındaki birisi gibi kollarını uzatmıştı.
وكانت ذراعه ممدودة مثل رجل خرج من برنامج "The Apprentice"

En iyi arkadaşını özleyen birisi gibi.
مثل رجل يشتاق لأعز أصدقائه.