Bu deney yıllar önce idi, enflasyonu hesaba kattık. birkaç dakikalık bir iş için epey iyi para. | TED | كان هذا قبل عدة سنوات، قمنا بتعديلها مع التضخم. مبلغ محترم مقابل بضع دقائق من العمل. |
Sadece birkaç dakikalık yol. Hiç girmedin mi? | Open Subtitles | إنها فقط بضع دقائق ألم تكوني هنا من قبل ؟ |
Başlamadan önce sadece birkaç dakikalık bir süremiz var. | Open Subtitles | ليس لدينا سوى بضع دقائق قبل أن نبثّ مباشرة |
birkaç dakikalık gargara işlemi insana iyi zaman geçirtir. | Open Subtitles | بعض الدقائق مع مطهر الفم ستكون أغلى من الذهب |
birkaç dakikalık müziğe imkanımız yeter. | Open Subtitles | نستطيع تحمّل تكلفة بعض الدقائق من الموسيقى. |
Elbette sıradaki soru ise , birkaç dakikalık güç duruşu gerçekten hayatınızı anlamlı bir şekilde değiştirebilir mi? | TED | لكن السؤال التالي بالتأكيد، هو هل من الممكن اتخاذ وضعيات قوة لبضع دقائق أن تغير حياتك بطريقة أفضل؟ |
Her iki yılda bir, Ay'ın gölgesi her nereye düşecekse, başka bir birkaç dakikalık kozmik mutluluğu yaşamak ve bu deneyimi diğerleriyle paylaşmak için, oraya gidiyorum: Avustralya'dan arkadaşlarımla, Almanya'da bir şehrin tümüyle. | TED | في كل بضع سنوات، أتوجّه إلى حيث سيسقط ظلّ القمر لأعيش هذا الهناء الكوني لبضع دقائق أخرى، ولمشاركة التجربة مع الآخرين: مع أصدقاء في أستراليا، مع مدينة كاملة في ألمانيا. |
Düşünce bu, çünkü Truman'la bir kez göz göze geldin onunla flört ettin onunla birkaç dakikalık canlı yayını kaptın kendini ve entrikalarını spotların önüne koydun... | Open Subtitles | تظنين أنك لمجرد أن" ترومان "نظر الي عينيكي مرة وانكما تغازلتما وسرقتي بعضا من الوقت المباشر |
birkaç dakikalık devlet hizmetini hak etti sanırım. | Open Subtitles | مما اكسبه بضع دقائق من خدمات الحكومة |
ProtonMail’den basit bir şekilde, birkaç dakikalık işlemle e-posta hesabı açıyorlar. Tüm anahtarlar şifreleme ve yaratma işlemleri Bob hesabını oluştururken, arkaplanda otomatik olarak gerçekleşiyor. | TED | ببساطة يقومان بإنشاء حساب على ProtonMail، وهو بمنتهى البساطة ويستغرق بضع دقائق. يقع إحداث كل مفاتيح التشفير بطريقة خفية وآلية أثناء إنشاء بوب لحسابه. |
Büyük ihtimalle birkaç dakikalık sorularınız var, veya size gösterebilirim -- Başkaları giriş kısmında çok uç şeyler yaptığımı söylüyor yani bunu açıklayabilirim. | TED | ربما لدي بضع دقائق للأسئلة، أو يمكنني أن أعرض -- أعتقد أنهم أيضا قالوا أنني أقوم بأشياء متطرفة في التقديم، لذلك ربما سيكون علي شرح ذلك. |
Genelde bize birkaç dakikalık huzur kazandırıyordu ama sonra Carla, bu dünyadaki hemen her erkeği derinden rahatsız edecek bir şey söyledi. | Open Subtitles | كان هذا عادة كفيلاً بإحلال الهدوء بضع دقائق لكن (كارلا) قالت كلاماً يزعج أي رجلاً على وجه الأرض |
birkaç dakikalık iş. | Open Subtitles | سيأخذ هذا بضع دقائق |
Ve birkaç dakikalık bir sessizlik. | Open Subtitles | ويأتى الصمت لمدة بضع دقائق |
Teknolojist Jaron Lanier'in ifade ettiği gibi oradaki şirketler size birkaç dakikalık dikkatiniz ve kişisel verilerinizden bir parça karşılığında ışıltılı şeyler önerirler ve sonra verilerinizi paketleyip satarlar. | TED | الطريقة التي وضعها التكنولوجى"جارون لانير" أن هذه الشركات تقدم لك عروض براقة في مقابل بعض الدقائق من إنتباهك وبعض من معلوماتك الشخصية، وحينها يمكن تجميعها وبيعها. |
Düşünce bu, çünkü Truman'la bir kez göz göze geldin onunla flört ettin onunla birkaç dakikalık canlı yayını kaptın kendini ve entrikalarını spotların önüne koydun... | Open Subtitles | تظنين أنك لمجرد أن" ترومان "نظر الي عينيكي مرة وانكما تغازلتما وسرقتي بعضا من الوقت المباشر |