Sen güvendiği birkaç kişiden biriydin Emily. | Open Subtitles | اعني انك واحدة من الناس القلائل الذين وثق بهم إيميلي |
Evet, giriş yetkisi olan birkaç kişiden biriyim. | Open Subtitles | نعم، و أنا أحد القلائل الذين لديهم تصريح بالتواجد هنا |
Sen güvendiği birkaç kişiden biriydin Emily. | Open Subtitles | اعني انك واحدة من الناس القلائل الذين وثق بهم إيميلي |
Bunu birkaç kişiden daha duydum. | Open Subtitles | حقا؟ سبقو سمعت ذلك من ناس آخرين لذا لربّما |
Bunu birkaç kişiden daha duydum. | Open Subtitles | حقا؟ سبقو سمعت ذلك من ناس آخرين لذا لربّما |
Fara, Majid Javadi'nin Teşkilat muhbiri olduğunu bilen bu binadaki birkaç kişiden birisin. | Open Subtitles | فرح)، أنتِ واحدة من القلّة) في هذا المبنى (الّذين يعرفون أنّ (جفادي عميل للوكالة |
Muhtemelen, bu durumda olmayı başaracak kadar sıçıp batırmış birkaç kişiden birisin. | Open Subtitles | انت بالغالب احد القلائل الذين يستطيعون ان يتغلبوا على مواقف محطمه مثل هذه. |
O, bir mazereti olmayan birkaç kişiden biri. | Open Subtitles | إنه أحد القلائل الذين لا يملكون حجة غياب |
Sanırım eski hikâyeleri hatırlayan birkaç kişiden biri olduğumu düşünüyorlar. | Open Subtitles | أفترض أنهما يظنان أني أحد القلائل الذين ظلوا وما يزالون يذكرون القصص القديمة |
Bir de bekarlık adı olan birkaç kişiden biriyimdir. | Open Subtitles | اسمٌ مستعارٌ، اسمٌ كوميديّ، كما أنّي من القلائل الذين لهم اسمٌ أوسط! |
Burada sevdiğim birkaç kişiden birisin. | Open Subtitles | أنتِ واحدة من القلائل الذين أحبهم هنا |
- Beni anlayabilecek birkaç kişiden birisin. | Open Subtitles | -أنتي واحدة من القلائل الذين يفهمون |
Katherine'in bana kazık attığını bilen birkaç kişiden biri de sensin. | Open Subtitles | أنكِ من القلّة التي تعلم بشأن أن (كاثرين) تلاعبت بي |