Ama 200 milyon yıllık bir olay, birkaç saatte oldu. | Open Subtitles | ما حدث فى بضع ساعات كان يجب أن يستغرق 200 مليون سنة |
Hayır, ama elektrik sinyallerinin izini takip ederek birkaç saatte onun konumunu bulabilirim. | Open Subtitles | لا ولكن يمكنني ان اتتبع الموجات في بضع ساعات |
Yapma, Mckay'in gidip o testleri yapmasıyla geçen birkaç saatte buraya gelme şansları ne ki? | Open Subtitles | ما هو إحتمال مجيئهم خلال الساعات القليلة القادمة ؟ |
Yalnızca son birkaç saatte sizden bir sürü şey öğrendim. | Open Subtitles | تعلمت الكثير منك في الساعات القليلة الماضية |
İlkinde yumurtalar binlerce spermle kuluçkalanır ve döllenme normal olarak birkaç saatte meydana gelir. | TED | في الأولى ،تُغطى البويضات بألاف النطاف و يحدث الإلقاح بعدة عدة ساعات بشكل طبيعي |
birkaç saatte bir bütün kapıları kontrole çıkar. | Open Subtitles | يُدقّقُ كُلّ هذه الأبوابِ عندما هو يَعمَلُ دوراتَه في بضعة ساعات. |
Buradaki sıcaklık ve nem yüzünden filmler birkaç saatte erir. | Open Subtitles | أجل بين الحرارة والرطوبة هنا الفيلم الجيد يذوب خلال ساعات |
Kalabalık bir grup, birkaç saatte bu şekli oluşturabilir. | Open Subtitles | لقد إحتاجوا للكثير من الناس ليشكلوا تلك الدوائر في ساعات قليلة |
birkaç saatte eski haline dönersin. | Open Subtitles | في غضون ساعات ستعودين إلى هيئتك المعتادة |
Onu saunaya soksak da sokmasak da birkaç saatte bir nöbet geçiriyor. | Open Subtitles | لازال يصيب بنوبة كل بضع ساعات سواء وضعناه بساونا أو لا |
- Harika. Adamlarımı görevlendireyim. birkaç saatte biter. | Open Subtitles | سأحضر رجالي للمساعدة سيستغرق ذلك بضع ساعات |
birkaç saatte biter. | Open Subtitles | سأحضر رجالي للمساعدة سيستغرق ذلك بضع ساعات |
Ama son birkaç saatte güvenebileceğim ne kadar az insan olduğunu öğrendim. | Open Subtitles | لكن في هذه الساعات القليلة الماضية أدركت كم هم قلة من أثق بهم |
Herkese son birkaç saatte sıradışı bir şeye şahit olup olmadıklarını soruyoruz. | Open Subtitles | ونسأل الجميع إذا كانوا قد شاهدوا أو سمعوا شيء مريب في الساعات القليلة الماضية |
Son birkaç saatte ne değişti? | Open Subtitles | ما تغير في الساعات القليلة الماضية؟ |
Ama Stanton, son birkaç saatte OPCOM'u kullanarak Albay Samuels'ı aramış. | Open Subtitles | قبل ان يستعملها ستانتون للاتصال بالكولونيل صموئيل منذ عدة ساعات |
Yerel polise birkaç saatte bir evinin önünden geçip onu kontrol etmesini söylerim. | Open Subtitles | سأجعل الشرطة المحلية تمر من بيتها كل عدة ساعات ليتأكدوا أنها بخير |
birkaç saatte ne olabilir ki? | Open Subtitles | ماذا يمكن أَنْ يحْدث في بضعة ساعات |
Ciddi bir uzun vadeli etki olmadan kasabalar birkaç saatte boşaltılabilir. | Open Subtitles | البلدات المجاورة يمكن اخلائها خلال ساعات دون تأثيرات طويلة الاجل |
Bir iki dostum gelecek, birkaç saatte hallederdik. | Open Subtitles | سأُحضر زملائي، وننتهي من الأمر في غضون ساعات قليلة. |