Fakat, şansın ve birkaç araştırmacı neslin kararlılığının birleşimi sayesinde bu araştırma devam etti. | TED | ولكن من خلال مزيج من الحظ واستمرار جهود عدة أجيال من الباحثين، تواصلت هذه الدراسة. |
Bizi güçlü kılan şey insan ve makine zekâsının birleşimi olmuştur. | TED | كان الأمر عبارة عن مزيج من الذكاء البشري والذكاء الآلي وذلك يجعلنا أكثر قوة |
Kurt adam ve vampir sembollerinin birleşimi. | Open Subtitles | إنّه مزيج بين رمزيّ المذؤوب ومصّاص الدماء. |
Beton, agrega olarak adlandırılan kaba taş ve kum parçacıklarının, toz hâline getirilmiş kil ve kireç taşı karışımının birleşimi olan çimento ile karıştırılmasıdır. | TED | الخرسانة عبارة عن خليط من الحجر الخشن وحبيبات رملية، تسمى الركام، تمزج مع الإسمنت، مسحوق من الطين والجير. |
Bu, hokey ve konserin bir tür birleşimi. | TED | إنه خليط من نوع ما من لعبة الهوكي وحفل موسيقي. |
Yeni DNA birleşimi, yüz insan hücresi içine ekildi. | Open Subtitles | "المهم، هو دمج سلسلة ال"دي إن أية الجديدة للإشتراك فى حقن 100 بيضة إنسانية |
Hız ve büyük boyutun birleşimi çatalkuyrukluyu obur bir balık sürüsü avcısı yapar. | Open Subtitles | هذا المزيج من السرعة و الضخامة يجعل من الحوت الأحدب صياداً شرها للأسماك. |
Yumuşatıcı ile ikinutrollu bütanın benzersiz bir birleşimi | Open Subtitles | انه مزيج فريد من الملدنات ومركب الدينيتروبيوتاين |
İtalya'da hiçbir yer gezginlerin aradığı iyi şarap, gastronomi ve güzel kırsalın birleşimi olarak Piyemonte ile kıyaslanamaz. | Open Subtitles | في أي مكان في إيطاليا يقارن مع بيمونتي للمسافرين تبحث عن مزيج من النبيذ الفاخر فن الطهو، والريف الجميل |
Elbette ki sende ikisinin olağanüstü birleşimi mevcut. | Open Subtitles | وانت بالتأكيد مكون من مزيج فريد بين الاثنين |
Duygusallık ve çok fazla bilginin birleşimi. | Open Subtitles | مزيج مثالى من المشاعر المؤثره و الكثير من المعلومات |
Söylemeliyim ki ikisinin sahip olduğu güzellik birleşimi sonucunda çocuğun akıl almaz bir güzellikte doğacağını sanıyorum. | Open Subtitles | علي القول أعتقد أن مزيج جمالهما سيؤدي إلى طفل في غاية الجمال |
Seslerin birleşimi teknoloji sesler, sayı sayma... 16, 17. | Open Subtitles | مزيج الأصوات، التكنولوجيا، الأصوات، العد، 17، 16. |
TS: Manyetik eserler yer çekimi ve manyetizmanın bir birleşimi , dolayısıyla herşeye yön veren iki dış kuvvetin bir karışımı. | TED | تي إس : الأعمال المغناطيسية هي مزيج من الجاذبية والمغناطيسية ، حتى انها نوع من خليط من هذه القوى المحيطة التي تؤثر على كل شيء. |
Yanki uydurması bir kelime, "asi" ve "Vietnam" kelimelerinin birleşimi. | Open Subtitles | انها كلمة أمريكية "مزيج من كلمتي "وُجُوديّ" و "فيتنام |
Bu GNU ve Linux birleşimi. Yani GNU/Linux diyebiliriz. | Open Subtitles | انه مزيج من قنو ولينكس لذا يمكن تسميته قنو/لينكس |
güzellik ve tehlikenin bir birleşimi gibi. | Open Subtitles | أول شيء أود التحدث عن الأمواج، تحمل خليط من الجمال و الخطر. |
Kum ve su birleşimi beraber sarsıldığında sarsıntılar sonrası beş dakika boyunca sıvı kalır bu da yüksek binaların sağlamlıklarının bozulup yıkılmalarına neden olur. | Open Subtitles | عندما يهتز خليط الرمل والماء معاً، فإنه يتحول إلى سائل بعد خمس دقائق من الاهتزاز، مما يتسبب في زعزعة المباني ثم سقوطها. |
Bilgin olsun... Swinton birleşimi için personel fazlalığı hakkında bir liste hazırlayacağım. | Open Subtitles | لمعلوماتكَ، يُصادف أنّي أجمع قائمة التّكرار لقضيّة دمج (سوينتن). |
Hazır onu yapıyorken neden Swinton birleşimi için bir fazlalık listesi hazırlamıyorsun? | Open Subtitles | حسنٌ، في أثناء قيامكَ بالأمر، لِمَ لا تجمع قائمة تكرار لقضيّة دمج (سوينتن)؟ |
Sevgi ve şiddetin eşsiz birleşimi beyin kabuğunda bir reaksiyon tetikliyor. | Open Subtitles | المزيج الفريد للحبّ والخوف يحفّز نشاطها الدماغي |
Sanki İncil'in ve Hollywood'un birleşimi gibi. | Open Subtitles | أعشقها , يا صاحب السعادة أنها تركيبه من الكتاب المقدس "و "هوليـود |