| Ben de bisküvileri şimdi fırına vereceğim. | Open Subtitles | أَوْشَكْتُ أَنْ أَرْمي هذا البسكويت في الفرن |
| Yavaşça bisküvileri ye ve bolca su iç. | Open Subtitles | تناول البسكويت ببطىء واشرب الكثير من الماء. |
| Kilisenin birinde, bir kaç gün elimizdeki bisküvileri paylaşarak hayatta kaldık | Open Subtitles | في كنيسة ما بضعة أيام نعيش على مشاركة البسكويت |
| Tabii ya, annemin balık bisküvileri kadar iyi. - Berbatlar. | Open Subtitles | نعم، كجودة مذاق بسكويت السمك الذي تعده والدتي |
| Oraya hangi işe yaramazlar gelecekse, Pepperidge Farm bisküvileri ve meyve suyu bulacaklarını umacaklar Velma ve Roxie'yi değil. | Open Subtitles | اي رفض كان سيظهر في ذلك المكان سوف يتقبل بسكويت من مزرعة بيبريدج و لكمة |
| bisküvileri fena değildi ama onlara kurabiye diyemem. | Open Subtitles | لكن البسكويت لديهم مقبول، لا أستطيع وصفه بالكعك |
| Öyle bir konuştunuz ki sanki bisküvileri öğretmenlere siz almışsınız. | Open Subtitles | تقولين ذلك وكأنك أنت التي جلبتي لهم البسكويت |
| bisküvileri yiyin, eti değil. Et çok tuzludur. | Open Subtitles | البسكويت و ليس اللحم إنه مملوء بالملح |
| - Köpek bisküvileri ağzımı sulandırdı. | Open Subtitles | ذاك البسكويت كان للكلاب. لعابي بدأ يسيل |
| Annem, bisküvileri en üste koymanızı söyledi çünkü hiçbirinin kırılmasını istemiyor. | Open Subtitles | ماما قالت أن تحزمي البسكويت من القمه |
| İlk bahsettiğinden beri bisküvileri aklımdan çıkaramadım. | Open Subtitles | منذ أن ذكرتي البسكويت وانا أفكر به |
| Geldi, oturdu buraya bisküvileri kemirdi, çayına bandırdı falan. | Open Subtitles | لقد جاءت هنا، أجلس، أقضم من البسكويت وأشرب... |
| O fotojenik.Yeni bisküvileri dene. | Open Subtitles | -إنه ظريف للتصوير. جرب البسكويت الجديد |
| bu şekerli bisküvileri veriyorsunuz. | Open Subtitles | أعطِ أطفالك هذا البسكويت |
| Bu bisküvileri yaptığın için teşekkür ederim. | Open Subtitles | -اجل ، وشكراً لإعداد هذا البسكويت |
| -Garajdan bisküvileri almıştım. | Open Subtitles | -وأنا احضرت البسكويت من المرآب |
| Ve köpek bisküvileri. Büyük olanından. | Open Subtitles | و بسكويت الكلاب ذو الحجم الكبير |
| Bir tabak "özür dilerim" bisküvileri olan başka birini görüyor musun burada? | Open Subtitles | أترين شخصاً آخراً هنا مع صحن بسكويت "أنا آسفة" ؟ |
| Onlara köpek bisküvileri dersem nasıl olur? | Open Subtitles | -حسنا، ما رأيك أن أطلق عليهم "بسكويت الكلاب" لأن هذا كان طعمهم. |
| Gösterimiz sizlere büyük mavi kutudaki Powdermilk bisküvileri tarafından sunuldu. | Open Subtitles | (برعاية (بسكويت بودرميلك ذو العلبة الزرقاء الكبيرة |
| Besleyici çay bisküvileri. | Open Subtitles | أنها بسكويت الشاي الغنية. |