bize müsaade. Mesleğin şartlarında biri: kalabalığa karışmak! | Open Subtitles | عليك أن تعذرنا ملازم فهذا أحد ملزمات التجارة يجب دمجه |
Ama bize müsaade etmeni isteyeceğim çünkü yapacak işlerimiz var. | Open Subtitles | ومع ذلك، سيكون أن تعذرنا لدينا عمل نقوم به |
Orson, bize müsaade eder misin? Tabii ki. | Open Subtitles | أورسون" ، هلاّ تعذرنا من فضلك؟" - بالطبع - |
Soracağınız bittiyse, bize müsaade. | Open Subtitles | لو تسمح لنا إن كنت غطيت كل شيء |
Şimdi bize müsaade edersen, tiyatro için bilet almıştık. | Open Subtitles | الآن, اذا عذرتينا لدينا تذاكر للمسرح |
Ne yazık ki. bize müsaade eder misin. | Open Subtitles | لسوء الحظ إعذرينا لدقيقة |
bize müsaade et, Gorman. | Open Subtitles | دعنا لوحدنا يا "جورمان"ّ |
Bir saniye bize müsaade edebilir misiniz? - Sen ne yapıyorsun? | Open Subtitles | هلا تعذرنا قليلاً ؟ |
- Clark, bize müsaade eder misin? | Open Subtitles | كلارك هل تعذرنا |
bize müsaade eder misiniz? | Open Subtitles | هلا تعذرنا , رجاءاً ؟ |
Özür dilerim, bize müsaade etmeniz lazım. | Open Subtitles | أنا أسف ، يجب أن تعذرنا |
-Affedersiniz. bize müsaade etmelisiniz. | Open Subtitles | ـ أنا آسف عيك أن تعذرنا (ـ إلى (بكين |
Şimdi bize müsaade edersen, Komiser Yardımcısı Arnott. | Open Subtitles | لو تسمح لنا |
Hadi gidelim. bize müsaade et. | Open Subtitles | لنذهب، إعذرينا. |
bize müsaade eder misin, lütfen? | Open Subtitles | إعذرينا, هلّا فعلتي؟ |
bize müsaade et, Gorman. | Open Subtitles | دعنا لوحدنا يا "جورمان"ّ |