Küçük gruplara pusu kurup kaçıyor, ama bize saldırmaya cesaret edemez. | Open Subtitles | اوو , انه يهرب من الكمائن الصغيرة لكنه لن يجرؤ على مهاجمتنا |
Aşağı burada, iyi bize saldırmaya cesaret edemiyor. | Open Subtitles | . في الأسفل هنا ، الخير لا يجرؤ على مهاجمتنا |
Orduya katılınca, silahımız olur. Böylece kimse bize saldırmaya kalkışmaz. | Open Subtitles | في الجيش سوف يكون لدينا اسلحه ومع الاسلحه لن يستطيع احد مهاجمتنا |
Bu nedenle, İmparatorluğun savaş makinesi bize saldırmaya hazırlanıyor. | Open Subtitles | وعليه، آلة حرب الرايخ... تستعد للهجوم علينا. |
Dediğine göre biz onlara saldırmadan önce Ruslar kendilerini savunmak için önce onlar bize saldırmaya hazırlanıyormuş. | Open Subtitles | ويقول بأنّ (روسيا) متحضرة للهجوم علينا أولاً ! دفاعاً عن نفسها. |
Depodaki askerler, o göz şeyi aracılığıyla bize saldırmaya zorlandılar. | Open Subtitles | الجنود الذين كانوا في المخزن تم إجبارهم على مهاجمتنا بواسطة هذا الجهاز في أعينهم؟ |
Müvekkiliniz geri çekilelim diye hackerları bize saldırmaya teşvik ediyor. | Open Subtitles | لقد حرض موكلك المخترقين على مهاجمتنا ليجعلنا نتراجع - أتعلمين, يمكننا - |
Onlara "Diğerleri" diyorduk ve sonra bize saldırmaya başladılar. | Open Subtitles | دعوناهم بـ"الآخرين"، وشرعوا في مهاجمتنا |
bize saldırmaya mı cüret ediyorlar? | Open Subtitles | أيجرئون على مهاجمتنا ؟ |
Catherine, hadi ama, Bob ve Carol'ın bize saldırmaya çalışmalarının üzerinden haftalar geçti, değil mi? | Open Subtitles | (كاثرين) , بربك , لقد مرّت أسابيع منذ أن حاول (بوب) و(كارول) مهاجمتنا , صحيح ؟ |
Evet, bize saldırmaya çalışmadılar, Vincent. | Open Subtitles | أجل , إنهما لم يحاولا مهاجمتنا يا (فينسنت) |