"blair'in" - Translation from Turkish to Arabic

    • بلير
        
    • بلاير
        
    • وبلير
        
    Baba, Blair'in seni kurtaracağını düşündüğünü biliyorum, ama ben bunu yapmayacağım. Open Subtitles ابي اعلم انك تريد بلير ان تنقذك لكن لن افعل ذلك
    - Bak, para kazanmaya çalışıyorum. Senin kadar istesem de Bay Barley Scott Blair'in burada olmasını sağlayamam. Open Subtitles .اسمعى , انا احاول ان اتكسب عيشى هنا . وليس من اجل مستر بلير , مع كل حبى له
    Mesela, trafik ışıklarının mavi olması, Tony Blair'in hiç seçilmemiş olması gibi. Open Subtitles مثل أن تكون إشارات المرور زرقاء أو أن توني بلير لم يُنتخب أبداً
    Blair'in şeytani inine girmeden önce bunu görmen gerek dediğimde bana güven. Open Subtitles ثق بي عندما اقول انك ستريد ان ترى هذا قبل ان تدخل قصر بلير الشريرة انه عمل جماعي يافينسا
    Balo kraliçeliğini Nelly'ye kaptırdığı zaman Blair'in yüzündeki ifadeyi görmek için sabırsızlanıyorum. Open Subtitles لا أطيق انتظار رؤية وجه بلاير عندما تخسر ملكة الحفلة أمام نيلي
    Blair'in sana sürekli attığı seninse onu sürekli geri attığın şeyi aldım. Open Subtitles نعم يانيثانيل اخذت بلير عندما كنت انت ترميها
    Blair'in attığı üçüncü mesaj mı oldu bu? Open Subtitles اوهـ هل هذه هي المرة الثالثة التي راسلتني بها بلير ؟
    Blair'in kendine gelmesi lazım, yani senin gitmek gerek. Open Subtitles بلير تحتاج لأعادة نظام, اذا انت تحتاج للتوديع
    Eski Blair'in hâlâ oralarda olduğunu bilmek güzel. Open Subtitles من الجيد أن نعرف أن بلير القديمة موجودة في مكان ما
    Bu son telefon olayından önce de Blair'in iş adresini verip, "Boy Toy Monthly" dergisine abone etmişsin. Open Subtitles قبل هذه الحادثة الهاتفية الأخيرة حصلت على اشتراك بلير بلعبة بوي الشهرية باستخدام عنوان عمله
    Blair'in senin için elinden geleni yapacağı kesin zaten. Open Subtitles حسنا , انا متأكد من أن بلير قد يفعل أي شيء يستطيعه من أجلك
    Bu gece Blair'in partisine gideceğini varsayıyorum, değil mi? Open Subtitles اذا افترض انك ستذهب الى حفله ميلاد بلير هذه الليله?
    Evet, hadi gidip Blair'in ayakkabıları şeklindeki kurabiyelerin tadına bakalım. Open Subtitles نعم, دعنا نذهب لنتحقق من تلك الكعكات على شكل حذاء بلير.
    Miss Blair'in bir randevusu var-- aslında, kimle olduğunu henüz söylememeyi tercih ederim. Open Subtitles ...الآنسة بلير لديها موعداً مع أُفضِّل في الواقع عدم الحديث عن هويته الآن
    Bak, iyi iş başardın. Blair'in Dan'le olmadığına ve Open Subtitles انظري قمت بعمل رائع وصلنا تأكيد بأن بلير
    Böyle daldığım için kusura bakma ama Blair'in partisine gitmeye karar verdim. Open Subtitles آسفة على الدخول بغير إذن ولكني أفكر بالذهاب إلى حفلة بلير بعد كل ذلك
    Nathaniel, Blair'in nerede olduğunu öğrenene kadar Raina'yı düşünemem bile. Open Subtitles ناثانيال ، لا أستطيع حتى أن أفكر برينا حتى أعرف مكان بلير
    Blair'in nerede olduğunu biliyorum. Zeki kız. Open Subtitles هيا بنا عرفت مكان بلير ، يالها من فتاة ذكية
    Görünüşe göre sonunda Chuck ve Blair'in beraber olmasına yardım ediyor. Open Subtitles يبدو أن يحاول أن يجمع بلير وتشاك معاً سويه أخيراً .
    Bu şehirde hiç arkadaşım yok ve sen Blair'in yaptığını söyleyerek, arkadaşımmış gibi davrandın. Open Subtitles ليس لدي أي أصدقاء في المدينة وإخباري على بلاير لقد كنت كصديق
    Selam, dostum, Chuck ve Blair'in barış antlaşmasıyla ilgili bir şey biliyor musun? Open Subtitles هيه, يارجل, هل لديك اي فكره عن,اوه, تشاك وبلير قاما بما يسمى معاهده السلام?

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more