"blair ile" - Translation from Turkish to Arabic

    • مع بلير
        
    ooo,peki, Vespaları sevdiğimi biliyorsun, ama, ben sanırım Blair ile kalacağım. Open Subtitles اتعرف انا احب الدراجة لكن اعتقد ان سأبقى هنا مع بلير
    -gece yarısını geçti. *-senin Blair ile kalacağını sanıyorduk. Open Subtitles انه منتصف الليل اعتقدنا انك ستكون مع بلير
    Blair ile öpüşmemi Serena'ya senin anlattığını biliyorum. Open Subtitles أعلم أنكِ أخبرت سيرينا بشأن القبلة مع بلير
    Blair ile sakin bir gece geçireceğinizi sanıyordum. Open Subtitles اعتقدت انكِ ستكون في ليلة هادئة مع بلير
    Blair ile olan arkadaşlığımı, itibarımı akademik kariyerimi yok etmek istedin. Open Subtitles "لقد حاولتِ تدمير صداقتي مع "بلير وسمعتي ومشواري الجامعي
    Orada Blair ile olduğuna inanamıyorum. Open Subtitles لا أستطيع ان اصدق ذلك أنك هناك مع بلير
    - Maggie,ben sadece... - Blair ile birlikte ateşten koltuk benim zaten. Open Subtitles ماجي، لقد كنت فقط - لدي بالفعل مشاكل مع بلير -
    bir de bu Dartmouth işi geldi, senin Blair ile olan ilişkin. Open Subtitles العمل مع "دراتموث" ومشاكلك مع "بلير"
    Blair ile olan arkadaşlığımı, itibarımı, akademik kariyerimi mahvetmeye kalkıştın. Open Subtitles لقد حاولتِ تدمير صداقتي مع (بلير) وسمعتي ومهنتي الأكاديمية
    Ama aslında, yani, demek istediğim geri dönüp eski Jenny olmak ve Blair ile savaşmaya devam etmek gibi bir niyetim yok. Open Subtitles لكن حقا , لا أريد أن أتورط في مشاكل مع (بلير) مجددا
    Blair ile olan arkadaşlığımı, itibarımı, akademik kariyerimi mahvetmeye kalkıştın. Open Subtitles (لقد حاولتِ تدمير علاقتي مع (بلير وسمعتي, ومشواري الأكاديمي
    İnan bana, Blair ile bir ilişki aklımdan geçen en son şey. Open Subtitles (ثقي بي, العلاقة مع (بلير هي أبعد شيء عن ذهني
    Harika bir fikir. Blair ile bir dakika baş başa konuşmam gerek. Open Subtitles فكرة ممتازة, فأنا أحتاج للتحدث مع ( بلير ) على انفراد
    Ve ikimiz de Dan'in Blair ile olduğunu düşüneceğinizi tahmin etmedik. Open Subtitles و لا احد منا تصور انكم قد تعتقدون ..... ان " دان " مع " بلير "، اقصد، هذا
    Bu sabah Blair ile Rosemary'de kahvaltı etmiş ve öğleden sonra da otelin yönetim toplantısına katılmış. Open Subtitles لقد تناول الافطار مع (بلير) في "روزميري" هذا الصباح ولديه مقابلة في الفندق بعد الظهيره
    - Blair ile yatmadım, böyle davranmayı bırak artık. - Blair umrumda değil. Open Subtitles - أنا لم أنام مع بلير , لذا يمكنك أن تستريحي (أنسى بخصوص (بلير
    Geçmişimle ilgili bazı bilgiler öğrendim bu da beni geleceğimi tekrar düşünmeye itti Blair ile olan geleceğime. Open Subtitles وصلتني أنباء عن ماضيي ...جعلتني أعيد التفكير في مستقبلي (مستقبلي مع (بلير

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more