Sana bir çimento bloğu ve boynun için bir zincir gönderebilirim. | Open Subtitles | بل قد أرسل لك كتلة من الإسمنت وسلاسل لتقييد عنقك |
Önce iki tonluk bir mermer bloğu sipariş ettiniz, sonra işe koyuldunuz. | Open Subtitles | أولاً، طلبت كتلة واحدة من الرخام بوزن أثنان طن وبعدها شرعت في العمل، ولكنك لم تكن تنحت تمثال آخر |
Sovyet bloğu standart dışı silah ve mühimmat stoğuna özel erişimden bahsediyoruz burada. | Open Subtitles | نحنُ نتحدث عن وصولِ إلى مخزون كامل مِن كتلة أسلحة وذخيرةِ سوفييتية لا تخضعُ للمواصفات القياسية |
Ama her şekilde bu Doğu bloğu kızları sorun olabilirler. | Open Subtitles | على أي حال، فتيات هذه الكتلة الشرقية قد تكون مزعجة |
Afrika bloğu barış çözümü için yeni bir şart koştu. | Open Subtitles | الكتلة الإفريقية أضافت مؤخراً نص بند لقرار قوة حفظ السلام |
Constance blok açtığından beri bloğum var, ikimizin de hem bloğu hem de bebekleri var. | Open Subtitles | لقد اصبح لدي مدونة منذ ان اصبح لدى صديقتي كونستانس مدونة نحن الاثنان لدينا مدونات و نحن الاثنان لدينا اطفال |
Karaciğer yetmezliği artı kalp bloğu mitokondriyal bir bozukluk olabilir mi? | Open Subtitles | فشل الكبد مع حصار القلب قد يعنيان خللاً في المتاكوندريا الخلوية؟ |
Hücre bloğu X'te alay konusu olacaktır. | Open Subtitles | وقال انه سوف يكون أضحوكة من كتلة الخلية اكس |
Bu durumda, bir köşe bloğu yetiştirdik. | TED | في هذه الحالة ، لقد نمت كتلة ركنية. |
Khufu'nun büyük piramitini yapmak için 20 yıl gerekti ve iki milyondan fazla kaya bloğu ve 20,000 insan ve köle oldular ama şimdi senenin bazı bölümlerinde işe alınan çoğunlukla köylü çiftçiler olduklarını anlıyoruz. | Open Subtitles | لقد إستغرق بناء هرم خوفو العظيم عشرون عاماً وتم استخدام مايربو عن 2 مليون كتلة حجرية وعمل بها مايقرب من عشرين الف عامل ربما كانوا من العبيد |
Yakıt bloğu kilitlendi ve yüklendi. | Open Subtitles | رجل: كتلة وقودِ قَفلتْ وحمّلتْ. |
İnsan dokusunu temsil eden jelatin bloğu üzerinde yaptığım saplanma derinliği testine göre atış 890 metreden yapılmış. | Open Subtitles | مستند على إختبارِ الإختراقَ -- إستعملتُ a gelatin كتلة للإعادة بناء النسيج الإنساني |
Bu bloğu geçtikten sonraki değil,diğeri. | Open Subtitles | كتلة واحدة، ثم يسار ، ويسار آخر |
Afrika bloğu barış çözümü için yeni bir şart koştu. | Open Subtitles | الكتلة الإفريقية أضافت مؤخراً نص بند لقرار قوة حفظ السلام |
Kalite ve değer bakımından eski doğu bloğu ülkelerinden ve Sahra'daki Afrika ülkelerinden daha alt sıralardayız. | TED | تحتل دول الكتلة الشرقية السابقة والبلدان الأفريقية الواقعة جنوب الصحراء الكبرى رتبا أعلى منا في الجودة والقيمة. |
İthalat-ihracat, çok sayıda Doğu bloğu ülkesiyle ortak girişimler. | Open Subtitles | والتصدير والاستيراد والمضاربات المشتركة مع العديد من دول الكتلة الشرقية |
-Yarım bloğu yokettin. -Zaten mahvolmuştu. | Open Subtitles | تلك الكتلة تشوهت فَقدت الكثير من الدليلِ |
Biraz önce partideki yemek bloğu yazarı internet sitemize bir mail gönderdi. | Open Subtitles | على موقعنا من تلك صاحبة مدونة الأطعمة في حفلة الكتاب. |
Birincisi, başkanlık ofisinde çalışırken bir haber bloğu işlettin. | Open Subtitles | أولاً, لقد كنت تدير مدونة إخبارية أثناء عملك في المكتب |
Bana bak, beş yıldır yemek bloğu yazıyorum ben. | Open Subtitles | إسمعي ، لقد كنت أدير مدونة طعام لـ 5 سنوات الآن |
Arrest sonrası ikinci derece kalp bloğu gelişen 16 yaşında erkek hasta. Baş dönmesi ya da senkop öyküsü var mı? | Open Subtitles | فتى في السادسة عشرة مع حصار قلبي تحت عقدي من الدرجة الثانية، والآن في مرحلة ما بعد الحصار أي تقارير عن دوران أو إغماء؟ |
5 bloğu ayaklarımlar yürüyecek değilim. | Open Subtitles | أنا لن أمشي لمسافة 5 مربعات سكنية على قدمي |
Bu korkakların yaptığına bakarsak biz de bir bloğu ele geçirebiliriz. | Open Subtitles | إن كان بوسع هؤلاء الجبناء الثلاثة فعل هذا فعلى الأقل يمكننا السيطرة على قسم زنزانات آخر. |